Geçtiğimiz yılın en iyi filmlerinden olan The Fault in Our Stars’ın kitap yazarı olan John Green’in bir başka kitabı olan Paper Towns bu yıl sinemaya uyarlandı. Hem de The Fault in Our Stars’ın senarist ekibiyle birlikte. Fakat ne yazık ki Paper Towns beklendiği kadar ilgi toplayamadı. Hem eleştirmenlerden hem de izleyiciden ortalama yorumlar alan filmi az daha izlemeden yılı tamamlayacaktım. Neyse ki son anda doğru bir karar vererek filmi izledim ve filme haksızlık edildiğini görmüş oldum. Paper Towns benim gibi gençlik filmlerine özel ilgisi olan kişiler için hele bir de içinde gizem barındıran işleri ayrıca seven kişiler için gayet iyi bir yapım.
Paper Towns’ın hikayesi Quentin adlı içine kapanık bir genç çocuğun etrafında gelişiyor. Quentin çocukluktan beri platonik olarak komşu kızı Margo’ya aşıktır, fakat kız oralı değildir. Quentin’in aksine son derece maceracı bir kız olan Margo ise bir gün ortadan ardında ipuçları bırakarak kaybolur ve Quentin için maceralı bir yolculuk başlar…
Paper Towns, izlemesi keyif veren bir yapım. Hikayenin anlatılış tarzı bir an olsun sıkmıyor ve filmi bir an olsun sıkılmadan izlemek mümkün. Konu itibariyle de gayet ilgi çekici, özellikle son kesimlere doğru yarattığı bazı hayal kırıklıkları olsa da bu haliyle de filmin gayet başarılı olduğunu söyleyebilirim.
Geçen yıl The Fault in Our Stars’ta benim dikkatimi çekmeyen Nat Wolff bu filmde gayet iyi iş çıkarmış. Cara Delevingne son dönemde çok konuşulan bir isim ama doğrusu abartılma sebebini anlayamadım. Ne çok güzel, ne de aman aman bir oyunculuğu var. Onun aksine Halston Sage kadronun en dikkat çekici kadın oyuncusuydu. Süre olarak da neredeyse Cara Delevingne ile aynı süreyi almış.
Paper Towns’ın kusursuz bir yapım olduğunu iddia edemem ama bence gayet eli yüzü düzgün, fazla beklentiye girmeden izlenesi bir film. Eğer türü sevenlerdenseniz kötü yorumlara aldanmadan izleyebilirsiniz. Şahsen bu yıl en çok keyif aldığım filmlerden oldu.
Paper Towns
Yorum Yazın