Conclave (2024)
Bu yılki ödül sezonunun ağır toplarından biri, iki yıl önce All Quiet on the Western Front ile sükse yapan Alman yönetmen Edward Berger’den geldi. Her ne kadar önceki filmini sevemesem de bu kez karşımda daha iyi bir senaryoyla daha iyi bir film bekliyordum ki yanılmadım… Eski papanın ölümü sonrası yeni papa seçiminde yaşananları konu alan film, yüzyıllardır devam eden ama içeriği pek bir bilinmeyen bir geleneğin perde arkasına ışık tutuyor. Tabii bunu yaparken din görevlilerine ciddi bir eleştiri yapmayı da ihmal etmiyor… Filmin başrolünde Ralph Fiennes kariyerinin en iyi performanslarından birini sergilemiş. 28 yıl sonra ilk Oscar adaylığını alması kesin gözüküyor, ödüle de ulaşması mümkün. Stanley Tucci, Isabella Rossellini, John Lithgow yardımcı oyuncu kadrosunun öne çıkanları arasındalar… Filmin görüntü yönetmenliği ve müzik kullanımı da son derece başarılı. Çok sayıda Oscar adaylığı kapıda… Filmin en son hamlesini filmin genelinin aksine yapay gelen bir gereksizlik olarak bulduğumu da not düşmezsem olmaz…
My Old Ass (2024)
Zamanda yolculuk filmlerini çok seven biri olarak bu türdeki yeni iyi filmleri karşılamaya çok hazırım. Megan Park yönetimindeki My Old Ass de bu türe yenilikçi sayılabilecek bir açıdan bakmayı başarmış. Gençliğinin baharındaki Elliott, bir gezi macerasında kendisinin 39 yaşındaki haliyle tanışıyor. Pek memnun kalmadığı kendinden aldığı ilginç tavsiye, Elliott’ı karmaşık durumların içine sürüklüyor… My Old Ass, izlemesi keyifli, hafif bir romantik komedi. Konusunun orijinalliği çok çekici olsa da bu konunun hakkını daha iyi vermelerini isterdim. Maisy Stella’nın performansı başarılı olsa da daha iyi bir senaryoyla film farklı noktaya gelebilirmiş. Aubrey Plaza’nın 39 yaş rolünde kadronun önemli bir rengi olduğunu ve filmin Prime Video’da izlenebileceğini belirtmek gerek…
La Cocina (2024)
Daha önce 2018 yapımı Museo filminde izleyip hiç sevemediğim Meksikalı yönetmen Alonso Ruizpalacios ile yollarımız bu kez Berlin Film Festivali’nden bu yana epey övgü toplayan La Cocina’da kesişti… New York’un ünlü meydanı Times Square’deki çok ünlü bir restoranın mutfağında geçen hikayede göçmen bir şefin garsona olan aşkı etrafında Amerika’daki alt sınıf göçmen hayatına realist bir bakış atıyoruz… La Cocina, iyi çekilmiş bir film olsa da iki buçuk saate yaklaşan süresini hak eden bir konu yoğunluğuna sahip değil. Filmdeki pek çok sahne gereksiz hissettiriyor. Zaman zaman filme etkisi sıfıra yakın olan karakterlere gereksiz odaklanıyoruz. Ana karakterle de pek bir bağ kuramayınca filmi genel anlamda pek sevemediğimi söyleyebilirim. Filmi izleme sebeplerim arasında sayabileceğim Rooney Mara’nın yardımcı oyuncu performansı başarılı olsa da filmi benim gözümde yeterince iyi bir noktaya taşımadı. Filmin en iyi tarafıysa muhteşem finaliydi. Yılın en akılda kalıcı sahnelerinden biri olma niteliğindeki final, filmden hiç beklemediğim kadar iyiydi…
Wicked (2024)
Bu yılki ödül sezonunun sürpriz filmlerinden biri Crazy Rich Asians ile ünlenip In the Heights ile müzikaldeki başarısını da ispatlayan Jon M. Chu’dan geldi. Oz Büyücüsü evreninden çıkan bir müzikalin uyarlaması niteliğindeki Wicked, kağıt üzerinde fiyasko olmaya çok müsait görünüyordu. Fakat ilk gösterime girdiği andan itibaren olağanüstü reaksiyon alarak Oscar’ın favorilerinden birine dönüştü. Öyle ki filmin büyük ödülü kazanacağına inananların sayısı bile azımsanamayacak kadar… Wicked, yer aldığı evreni inandırıcı bir şekilde aktarmayı başarıyor.. Alıştığımız masalsı gişe filmlerinden ziyade Harry Potter, Lord of the Rings gibi evrenlere göz kırpan bir başarı var ortada. Yönetmenlik, prodüksiyon, görüntü yönetmenliği son derece göz doldurucu… Filmin en başarılı yanlarından biri de oyunculukları. Cynthia Erivo, pek sevmediğim bir oyuncu olsa da buradaki rolüne çok yakışmış. Oscar adaylığı şansı çok yüksek. Fakat filmin asıl sürprizi Ariana Grande… Müzik dünyasındaki başarıyla tanıdığımız Grande, son derece iyi yazılmış rolünde döktürmüş. Bu başarıda karakterinin çok iyi yazılması ve kendisinin role çok yakışması da büyük etken. Oscar’ı kazanma şansı çok yüksek… Filmle ilgili tek büyük sıkıntım aşırı uzun süresi. İki filme bölünüp yarıda biten film, buna rağmen 2 saat 40 dakika gibi korkunç bir süreye sahip. Bu süre içerisinde de yer yer tekrara düşüyor, temposu çok düşüyor. Müzikalleri çok seven biri olarak “Popular” dışındaki şarkıların pek aklımda kaldığını söyleyemem. Ariana Grande gibi şahane bir ses de varken daha iyi şarkılar beklerdim… Wicked, üst kalite iyi bir masal. Fakat yılın en iyilerinden biri olduğunu iddia etmek zor…