Toronto Sonrası Oscar 2017 Tahminleri

Sinema dünyasında yılın en keyifli ayları geldi çattı. Bu ayın başında önce Telluride Film Festivali, sonra Toronto Film Festivali ile yılın pek çok iddialı filmi görücüye çıktı. Blogu yakından takip ediyorsanız Oscar Tahminleri sayfalarında festivallerdeki gelişmelere göre tahminlerimi ve tahmin notlarımı güncellediğimi görüyorsunuzdur, ancak yarıştaki genel durumu bir de yazı olarak sizlerle paylaşmak istedim.
Öncelikle Toronto Film Festivalinin sonunda dağıtılan ödüllerle başlayalım. Daha önce Toronto Film Festivalinin seyirci ödülünü kazanan pek çok filmin Oscar’da en azından adaylık aldığını biliyorsunuzdur. Önceki sekiz yılda bu ödülü kazanan filmlerin tam 7 tanesi Oscar’da en iyi film adayı oldu, hatta bunlardan 3 tanesi de ödülü kazandı. Tek istisna olan yılda ise film yabancı dildeydi. Geçen yıl Room’un kazandığı bu prestijli ödülü bu yıl kazanan La La Land oldu. Tabii bu ödül kimseyi şaşırtmadı, çünkü festivale damgasını vuran filmlerin başında geldi La La Land. Oylamada ikinciliği ise Weinsteinlerin Oscar kozu Lion elde etmiş ki bunun da önemli bir veri olduğu söylenebilir. Şimdiye dek adını pek duymadığımız Queen of Katwa ise oylamada üçüncü olmuş. Jürinin özel ödülünü kazanan Jackie de festivalin önemli kazananlarından oldu.

Genel olarak bu yılki yarışa baktığımızda şu ana kadar görücüye çıkan filmlerin büyük çoğunluğunun beklentileri karşıladığını söyleyebiliriz. Şimdiden pek çok kategoride yarış kızışmış durumda. Buna karşın bazı oyunculuk kategorilerinde ise yarışın gidişatı henüz net değil ve önceki yıllara göre boş olduğu düşünülebilir.

Tahminlere geçmeden önce kategorilere ayrılmış şekilde filmlerden, kategoriler halinde kısa kısa bahsetmek istiyorum.

Şu ana kadar gösterilen filmlerden bu yılın ödül sezonuna damga vurabilecek filmler hangileri?

Eğer henüz gösterilmeyen filmlerden bir sürpriz çıkmazsa bu yıl La La Land‘in yılı olacak diyebiliriz. İlk filmi Whiplash ile hayran kaldığımız Damien Chazelle ikinci filmiyle beklentileri aşarak ilk filminden de çok daha iyi yorumlar aldı. Film gösterime girdiği her yerde çok övülüyor ve beğenmeyeni neredeyse yok. Toronto’da seyirci ödülünü de kaptı. Muhtemelen sezon içinde onlarca ödül kazanacak ve Oscar’da da en iyi film ödülü için sonuna kadar yarışacak. Filmden Emma Stone’un Oscar’ı kazanma şansı mevcut, Ryan Gosling’in de adaylık şansı epey yüksek.

Yılın bağımsız yapımlarından olan Moonlight, Toronto sonrası en çok övgüye maruz kalan filmlerden oldu. Eleştirmenler filme bayıldılar. Öyle ki Metacritic’te şu an hala 100 tam puanı var ki bu çok nadir görebildiğimiz bir durum. En son bu başarıya ulaşan Boyhood’un sezon içinde neler başardığı ortada. Lakin Moonlight’ın başarısının eleştirmenler arasında kalmasından da şüphe etmiyor değilim. Filmin izleyiciye ne kadar ulaşabileceğini, sektörün ve dolayısıyla Akademi’nin nasıl bir tepki verebileceğini kestirmek çok kolay değil. Üstelik dağıtımcısı da geçen yıl Room ile başarılı olsa da pek tecrübeli sayılmaz.

Sundance Film Festivalinden itibaren yılın favorileri arasına giren filmlerden olan Manchester by the Sea, orada gördüğü ilginin aynısını Telluride ve Toronto’da da gördü. Özellikle filmin oyuncuları Casey Affleck ve Michelle Williams kendi dallarında Oscar’ın favorisi haline geldiler. Filmin kendisinin de Oscar adaylığı çok yüksek ihtimal. Yalnız en iyi film ödülünü kazanacak kadar tutkulu yorumlar almıyor, bunu da belirtmekte fayda var.

Şu ana kadar gösterilen filmler arasında belki de en büyük sürprizi Jackie yaptı. Kimsenin pek beklentisinin olmadığı film önce Venedik ardından Toronto’da epey övgüler aldı ve dağıtımcısını da bulup sezona dahil oldu. Filmdeki çoğu övgü Natalie Portman’a odaklanmış durumda ve Portman’ın ikinci Oscar ödülünü kazanması dahi olası. Fakat bu başarıya filmin kendisinin de dahil olma ihtimali yüksek. Filmin sıradan gözüken konusuna rağmen aldığı sıradışı yorumlar etkileyici gözüküyor.

İlk gösterimini Telluride ile yaptıktan hemen sonra vizyonda izleyiciyle buluşan ve benim de geçtiğimiz haftalarda yorumumu paylaştığım Sully, beklentilerin üzerine çıkmayı başaran yapımlardan oldu. Kimse filmin çok tutkunu olmadı belki ama izleyenlerin büyük çoğunluğu filmi beğendi. Filmin eleştirileri Clint Eastwood’un bir önceki filmi American Sniper’dan daha iyi geldi. Gişede de filmin yüzü güldü ve Eylül ayı için tüm zamanların en çok gişe yapan filmleri arasına girdi. Filmin konu itibariyle de Akademi’ye uymasının zor olmadığını düşünürsek Sully için her şeyin yolunda olduğunu ve sezonun içerisindeki yerini alabileceğini söyleyebiliriz. Benim asıl merak ettiğim konu ise üst üste Akademi’nin radarına giren filmler yapan Tom Hanks’in 16 yıllık aranın ardından ilk adaylığını alıp alamayacağı. Şimdilik yüksek ihtimal gibi gözükse de bekleyip göreceğiz.

Yaptığı yoğun ve başarılı Oscar kampanyalarıyla tanınan The Weinstein Company’nin bu yılki en büyük kozu Lion olacak. Lion, Toronto’nun ilgi çeken yapımlarından biri olmayı başardı. Eleştirmenler film için ikiye bölünseler de izleyiciyi duygusal yönden yakalayacak bir film olduğu konuşuluyor. Zaten Toronto’nun seyirci ödülünde de La La Land’in ardından ikinci gelmiş. Muhtemelen bu yılın eleştirmenlerden yüz bulamayıp Oscar’da iş yapacak filmlerden olacak. The Theory of Everything misali…

Son yıllarda güçlü bir bilim-kurgu filminin de Oscar yolunda yarışması alışıldık durum haline gelmeye başladı. Özellikle Gravity ve The Martian, Akademi’nin bu türe çok da soğuk bakmadığını gösteren yapımlar oldular. Bu yıl ise aynı kulvardan gitmeye çalışacak olan film Arrival. Prisoners, Sicario gibi filmlerin yönetmeni Denis Villeneuve’nin yönettiği film, festivallerde oldukça olumlu tepkiler aldı. Özellikle Amy Adams’ın filmdeki performansı da ciddi övgüler aldı. Filmin sezon içerisinde The Martian’ın yolunu izleyebileceğini düşünüyorum, bekleyip göreceğiz…

Cannes Film Festivalinden bu yana Oscar’ın iddialı olabilecek filmlerinden biri olarak görülen Loving, beklendiği gibi Amerika’da olumlu tepkilerle karşılaştı. Yalnız filmin tutkunu olan birilerini bulmak pek kolay değil. Yarışın içerisinde diğer filmler arasında kaybolabilecek gibi geliyor bana. Yalnız Joel Edgerton ve özellikle de Ruth Negga’nın performansları çok övgü aldı. İkisinin de Oscar adaylığı şansları yüksek. Filmin en iyi film adayı olması da şu aşamada şaşırtıcı olmaz tabii…

Şu ana kadar gösterilen filmlerden daha az iddialı olan filmler hangileri?

Ünlü moda adamı Tom Ford’un uzun bir aradan sonra çektiği ikinci uzun metrajlı film olan Nocturnal Animals yılın çok konuşulacak filmlerinden biri olmaya aday. Muhtemelen sezon içerisinde özel kitlesi olan filmlerden biri olacak ve çeşitli ödüllerde sık sık karşımıza çıkacak. Yalnız yolu Oscar’a düşer mi emin değilim. Filmin en büyük Oscar ümidi Amy Adams olabilir ama onun da diğer filmi Arrival’la da çok iddialı olması işleri karıştırıyor. Yardımcı kategorisine geçerse Amy Adams’ın şansı artar ama filmin tanıtımlarında Amy Adams’ın başrol gibi öne sürülmesi kafaları karıştırıyor. Filmin diğer oyuncuları Jake Gyllenhaal ve Michael Shannon da çok iyi tepkiler aldılar. Michael Shannon’ın geçen yıl son anda kaçırdığı adaylığın telafisi hemen bu yıl gelecek gibi gözüküyor.

Nisan ayında sorsanız sektörle ilgilenen 10 kişiden en az 8’i The Birth of a Nation‘ın bu yıla damgasını vuracağını söyleyebilirdi. Sundance Film Festivalinde büyük ödüle ulaşan film, Oscar’a yakın olan konusuyla da erkenden favori haline gelmişti. Fakat Nate Parker’ın yıllar önce bir tecavüz skandalına karışmış olması ve tecavüz mağdurunun olay sonrası intihar ettiğinin ortaya çıkması Nate Parker hakkında karalama kampanyasının başlatılmasına sebep oldu. Filmin hem yönetmeni hem de başrolü Parker olunca olaylar ister istemez filmin önüne geçti. The Birth of a Nation’ın tamamen dışlanması şaşırtıcı olmaz. Belki yardımcı oyuncularda hala iddialı olarak görülebilir.

David Oyelowo ve Rosamund Pike’ı buluşturan A United Kingdom, festivallerden iyi yorumlarla dönen filmlerden biri oldu. Lakin aldığı yorumlar öyle ahım şahım da değil. Belki başka bir yıl olsa siyahilerle ilgili olan konusu dikkat çekebilirdi ama bu yıl zaten halihazırda pek çok siyahilerin ön planda olduğu film olduğundan dikkat çekmesi pek mümkün gözükmüyor. İngilizlerin desteği ile BAFTA gibi yerlerde daha çok ilgi görmesi mümkün.

Yaz aylarında vizyona giren filmlerden biri olan Florence Foster Jenkins, Meryl Streep faktörüyle ödül sezonuna girmekte pek sıkıntı yaşamayacak gibi gözüküyor. Meryl Streep’in adaylık şansı var, onunla birlikte Hugh Grant’in de şansı mevcut.

Farklı konusuyla dikkat çeken fantastik yapım A Monster Calls, Toronto’dan etkileyici yorumlar alan filmlerden biri oldu. Filmi beğenmeyenler de mevcut ama çok beğenenler de mevcut. Felicity Jones’a adaylık getirmesi olası, teknik dallarda da şansı mevcut. Daha fazlası ise biraz zor.

Uzun süredir ortalarda gözükmeyen Mel Gibson, Hacksaw Ridge ile Venedik’te adından söz ettirdi ve olumlu yorumlar aldı. Fakat hala ödül çevrelerinde pek anılan bir film olmadığını söyleyebiliriz. Her ne kadar konusunun Akademi’yi çekebilmesi mümkün olsa da kampanyasının iyi yapılması şart.

Şu ana kadar gösterilen filmlerden pek parlak çıkmayan filmler hangileri?

Miles Teller ve Aaron Eckhart’ın performanslarıyla dikkat çeken Bleed for This, pek iyi tepkiler alamadı. Yalnız hem Teller’ın hem de Eckhart’ın filmdeki performansları övgü aldı. İkisinin de sezon içerisinde pek bir şey yapacağına inanmıyorum ama filmin adı biraz daha ödül çevrelerinde dolaşacak gibi.

Eski parlak günlerinin uzağında kalan Oliver Stone, bu yıl iddialı sayılabilecek bir filmle dönüş yaptı. Geçen yıldan beri sürekli ertelenerek bu yıla dahil olan Snowden, genel olarak iyi yorumlar alamadı lakin filmi ve Stone’un performansını övenler de yok değil. Tabii bu az sayıdaki övgülerin filmi sezon içerisinde tutması bir hayli zor gözüküyor.

Bryan Cranston’ın bu yılki Oscar ümidi olan Wakefield, Telluride’daki ilk gösteriminde epey kötü ilk tepkiler aldı. Filmin ve Bryan Cranston’ın Oscar yarışında işinin bittiği sanıldı ama daha sonra gelen yorumlar kafa karıştırdı. Hem film için iyi yorumlar geldi hem de Bryan Cranston’ın performansı çok övüldü. Anlaşılan Wakefield hakkında sağlıklı yorum yapabilmek için daha geniş gösterimini beklemek gerekecek. Fakat en iyi ihtimalde bile sadece erkek oyuncu kategorisinde varlık göstereceği söylenebilir. Filmin henüz dağıtımcı bulmadığını da belirtmek gerek.

Dağıtımcı bulma sıkıntısı yaşayan filmlerden biri de Una. Rooney Mara ve Ben Mendelsohn’lu kadrosuyla dikkat çeken filmde özellikle Rooney Mara’nın performansı çok iyi övgüler aldı ama film için genel yorumlar ortalama. Kadın oyuncu yarışının bu yılki kalabalıklığı da göz önünde bulundurulursa dağıtımcı bulmasının ve ödül sezonu içerisinde yer almasının zor olduğu anlaşılabilir.

Ewan McGregor’ın yönettiği American Pastoral bazı ödül tahmincilerinin iddialı olduğunu düşündüğü filmlerdendi. Film aldığı yorumlarla hayal kırıklığı yaratıp sezonu başlamadan kapattı. Ben hiçbir zaman filmin iddiasına inanmadığımdan benim için pek bir şey ifade etmedi bu durum.

Ülkemizde de vizyona giren ve benim için şimdiden yılın en iyileri arasına giren The Light Between Oceans ne yazık ki eleştirmenler tarafından pek beğenilmedi. Filmin Oscar için pek uygun olmayan bir konuda oluşu da göz önünde bulundurulursa ödül iddiasının erkenden bittiğini söyleyebiliriz.

Woody Harrelson’a Oscar adaylığı kazandırabileceği düşünülen LBJ, sezonu erken kapatan filmlerden biir oldu. Tahmin ettiğim gibi film, All the Way ile kıyaslandı ve All the Way galip geldi. Woody Harrelson’ın performansı da pek beğenilmedi.

Henüz gösterilmeyen filmlerden sezonun şeklini değiştirebilecek filmler hangileri?

2 kez en iyi yönetmen ödülü kazanan Ang Lee’nin yönettiği Billy Lynn’s Long Halftime Walk, Ekim ayında yapılacak New York Film Festivalinde ilk gösterimine çıkacak. Bana kalırsa hala La La Land’i devirmeye en yakın film bu film. Fragmanı sonrası da beklentiler üst düzey. Gelecek tepkileri merakla bekliyorum.

Martin Scorsese’nin uzun süredir konuşulan projesi Silence nihayet bu yıl sonunda gösterime girilecek. Filmin gösterim tarihi çok uzun süre merak konusu oldu ve bir sonraki yıla ertelenme ihtimallerinden bile söz edildi. Neyse ki korkulan olmadı ve filmin bu sezon yarışması kesinleşti. Yalnız bu sürecin bu kadar uzaması soru işaretleri yarattı. 3 saat 15 dakikalık süresiyle de dikkat çeken Silence’ın gerçekten beklenildiği gibi iddialı bir film mi çıkacağını yoksa fiyaskoya mı dönüşeceğini hep birlikte göreceğiz ama anca Aralık’ın son haftasında…

Bu yıl mı gelecek yıl mı yarışacağı belirsiz olan filmlerden biri de Argo ile en iyi film ödülüne ulaşan Ben Affleck’in yönettiği Live by Night idi. Filmin bu yıl yarışacağı belli oldu ama asıl hedefinin gişe olduğu düşünülüyor. Fragmanda benim aldığım izlenim de o yönde. Tabii illa bazı kategorilerde varlık gösterebilir ama Argo gibi iddialı bir Oscar filmi olmadığını söyleyebiliriz.

Beginners’ın yönetmeni Mike Mills’in yönettiği 20th Century Women yine yılın merak edilen filmlerinden biri durumunda. Filmin özellikle yardımcı kadın oyuncu kategorisindeki boşluğu doldurmakta iddialı olacağı söylenebilir.

Toronto’da ön gösterimi yapılan Hidden Figures büyük olay oldu ve çok konuşuldu. Kalabalık bir oyuncu kadrosuna sahip filmin yarattığı heyecan Oscar yolunda etkili olur mu bilemiyorum ama yıl sonunda adını çok duyacağımız filmlerden biri olacak gibi gözüküyor.

Birkaç hafta içinde tüm dünyada izleyiciyle buluşacak olan The Girl on the Train‘in alacağı tepkileri de doğrusu epey merak ediyorum. Fakat filmin festivalleri es geçmesi şüpheleri beraberinde getirdi. Bir de Emily Blunt’ın Oscar adayı olabileceğini düşünüyorduk ama şimdiye kadar çıkan filmlerdeki performansları düşünürsek Blunt’ın işi yine zora girecek gibi…

Robert Zemeckis’in yeni filmi olan Allied, magazin gündemini meşgul eden Brad Pitt – Angelina Jolie ayrılığı sonrası farklı bir önem kazandı. Filmin bu şekilde reklamı olmuş oldu ama bu reklamın iyi olacağını düşünmek çok zor. Film belki iyi gişe yapar ama ödül sezonunda işi çok zor. Üstelik Paramount’un elinde Fences, Silence, Arrival gibi birbirinden iddialı yapımlar varken…

Bu yılın The Martian’ı Arrival mı olacak diye düşünüyoruz ama bir de henüz gösterime girmemiş Passengers var. Fragmanından görüldüğü kadarıyla Oscar’da iş yapamayacak bir gişe filmi ama belli mi olur?

Yıldızlarla dolu kadrosuyla Collateral Beauty de yılın iddialı olmaya aday filmlerinden biriydi. Yalnız fragmanı hiç beğenilmedi ve ucuz gişe filmi yakıştırması yapıldı.

Matthew McConaughey’e Oscar adaylığı kazandırma ihtimali olan Gold, Michael Keaton’a Oscar adaylığı kazandırma ihtimali olan The Founder, Jessica Chastain’e adaylık kazandırma ihtimali olan Miss Sloane diğer beklenen filmler arasında.

Tabii burada bahsedemediğim daha pek çok film var yıl içerisinde ama tüm filmleri tek bir yazıya sığdırmanın pek bir anlamı yok. Zaten sürekli güncellenen tahmin sayfalarında da o filmlere değinmiş olacağız.

Filmlerin genel durumundan bahsettikten sonra kategorileri ayrı ayrı değerlendirmeye başlayabiliriz…

En İyi Film

Yazının başında da bahsettiğim gibi La La Land şu an bu kategori için öne çıkan film durumunda ve yenilmesi kolay olmayacak. Fakat, Billy Lynn’s Long Halftime Walk ve Silence beklentilerin ciddi anlamda yüksek olduğu filmler ve gösterime girmeleriyle yarışın şeklini değiştirebilirler.

Adaylık kapma yarışında ise sıkı bir rekabet yaşanacak gibi gözüküyor. Yarışta olması beklenen çoğu filmin iyi çıktığını da düşünürsek…

Bu kategorideki güncel, sıralı tahminleri şuradan takip edebilirsiniz. (Silence sonrası güncelleme henüz işlenmedi)

Sıralamasız son durum:

En iddialılar:

La La Land
Manchester by the Sea
Lion
Moonlight
Jackie
Arrival
Sully
Loving

İyi çıkarsa iddialı olabilirler:

Billy Lynn’s Long Halftime Walk
Silence
Live by Night
20th Century Women
Hidden Figures

Daha uzak ihtimaller:

The Birth of a Nation
Nocturnal Animals
Hacksaw Ridge
The Girl on the Train
Passengers
Hell or High Water
Miss Sloane

En İyi Erkek Oyuncu

Her yıl en yoğun yarışın yaşandığı bu kategoride ilginç şekilde bu yıl pek bir yoğunluk yok. Casey Affleck favori olarak öne çıksa da aslında başka bir yılda adaylık alması bile şüpheli olarak görülebilirdi. Öylesine ilginç bir yıldayız anlayacağınız…

Denzel Washington da favoriler arasında anılıyor ama filmin fragmanı bile henüz çıkmadı. Üstelik kendi yönettiği filmle oyunculuk ödülü almak çok nadir görebileceğimiz bir olay.

Bu kategorideki güncel, sıralı tahminlere şuradan ulaşabilirsiniz.

Sıralamasız son durum:

İddialılar:

Casey Affleck | Manchester by the Sea
Tom Hanks | Sully
Ryan Gosling | La La Land
Joel Edgerton | Loving
Dev Patel | Lion
Jake Gyllenhaal | Nocturnal Animals

İyi çıkarsa iddialılar:

Denzel Washington | Fences
Andrew Garfield | Silence
Joe Alwyn | Billy Lynn’s Long Halftime Walk
Matthew McConaughey | Gold
Michael Keaton | The Founder

Uzak ihtimaller:

Bryan Cranston | Wakefield
Viggo Mortensen | Captain Fantastic
Miles Teller | Bleed for This
Nate Parker | The Birth of a Nation

En İyi Kadın Oyuncu

Bu yılın en yoğun kategorisinin bu kategori olduğu söylenebilir. Yarışta pek çok iddialı isim var ve hemen hepsi de gerçekten çok iyi yorumlar aldılar.

Emma Stone ve Natalie Portman şu an yarışı önde götürseler de daha gösterime girmeyip öne geçebilecek kişiler var. Özellikle de Viola Davis öne çıkıyor. Yalnız Viola Davis’in yardımcı kategoriye geçmesi de söz konusu. Tıpkı 20th Century Women yıldızı Annette Bening gibi.

Bu kategorideki güncel, sıralı tahminlere şuradan ulaşabilirsiniz.

Sıralamasız son durum:

İddialılar:

Emma Stone | La La Land
Natalie Portman | Jackie
Ruth Negga | Loving
Amy Adams | Arrival
Amy Adams | Nocturnal Animals
Meryl Streep | Florence Foster Jenkins
Isabelle Huppert | Elle

İyi çıkarsa iddialılar:

Viola Davis | Fences
Jessica Chastain | Miss Sloane
Emily Blunt | The Girl on the Train
Annette Bening | 20th Century Women
Taraji P. Henson | Hidden Figures

Uzak ihtimaller:

Rooney Mara | Una
Rosamund Pike | A United Kingdom
Alicia Vikander | The Light Between Oceans

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu

Bu yıl yarışın epey boş olduğu kategorilerden biri yardımcı erkek oyuncusu. Öyle ki gayet sıradan performansı olan Hugh Grant bile bu kategorinin güçlü isimlerinden biri olarak gösteriliyor mevcut tabloda. Yalnız ödülün favorisinin net şekilde Liam Neeson olduğunu söylemek yanlış olmaz. Silence ile ilgili ilk görseller geldiğinden beri herkes Liam Neeson’ın Oscar’a ulaşacağına inanmaya başladı. Scorsese’nin bunu başarmada yardımcı olacağını kestirmek güç değil. Yine de öncelikle filmi görmemiz gerekecek.

Bu kategorideki güncel, sıralı tahminlere şuradan ulaşabilirsiniz.

Sıralamasız son durum:

İddialılar:

Mahershala Ali | Moonlight
Michael Shannon | Nocturnal Animals
Lucas Hedges | Manchester by the Sea
Jeff Bridges | Hell or High Water
Hugh Grant | Florence Foster Jenkins
Timothy Spall | Denial

İyi çıkarsa iddialılar:

Liam Neeson | Silence
Steve Martin | Billy Lynn’s Long Halftime Walk
Stephen Henderson | Fences

Uzak ihtimaller:

Aaron Eckhart | Sully
Aaron Eckhart | Bleed for This
John Goodman | 10 Cloverfield Lane
Armie Hammer | The Birth of a Nation
Alan Rickman | Eye in the Sky
Kyle Chandler | Manchester by the Sea
Adam Driver | Silence
Ralph Fiennes | A Bigger Splash

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu

Geçen yıl Rooney Mara ve Alicia Vikander’ın filmlerinde başrol olmalarına rağmen bu kategoride yarışmalarının ardından benzer durum bu yıl da yaşanacak gibi gözüküyor. Viola Davis, Annette Bening, Amy Adams ana kategoride de yarışma ihtimali olan ama buraya da kaydırılabilecek oyuncular olarak gözüküyor ve onların kategori seçimi bu kategorinin de kaderini doğrudan etkileyecek…

Bu kategorideki güncel, sıralı tahminlere şuradan ulaşabilirsiniz.

Sıralamasız son durum:

İddialılar: