İlk filmi Get Out ile yakaladığı sıra dışı, beklenmedik başarı sonrası Jordan Peele’ın yeni filmi Us için de beklentiler bir hayli yükseldi. Seyir zevki yüksek bir gerilim/korku filmi olan Get Out içerdiği alt metinlerle türe yeni bir heyecan getirmişti. Gişede yaşadığı başarı bir yana filmin yolu Oscarlara kadar uzanarak Jordan Peele’a en iyi özgün senaryo heykelciğini getirmişti. Us da hem bu başarının etkisi hem de ilgi çekici konseptiyle bu yılın merakla beklediğim filmleri listesinin iki numarasında kendine yer buldu. İlk gösterimleri sonrası Jordan Peele’ı yeni Alfred Hitchcock ilan etmeye kalkanların çıkmasıyla da film iyice merak uyandırdı…

Filmden bahsetmeye geçmeden önce belirtmek istiyorum ki Us, hakkında çok fazla bilgi edinmeden izlenmesi gereken filmlerden biri. Bununla birlikte izledikten sonra ise çok fazla bilgi edinmek isteyeceğiniz filmlerden biri. Eğer filmi izledikten sonra detaylı analizini arayanlardansanız bu yazı size uygun olmayabilir. Çünkü yazıda tat kaçırıcı (spoiler) bilgiler yer almamaktadır ve blogdaki diğer film yazıları gibi daha çok filmi henüz izlemeyenlere hitap etmektedir…

İki çocuklu Wilson ailesi tatillerini değerlendirmek için dost oldukları bir aileyle birlikte California’daki Santa Cruz yazlık bölgesine gitmeye karar verirler. Anne Adelaide (Lupita Nyong’o) için bu tatil istenen bir durum değildir. Buna sebep de Santa Cruz’un Adelaide için çocukluktan kalma bir travma anlamına gelmesidir… Tatil amacına uygun bir şekilde başlamışken ailemiz dışarıda kendilerine tıpatıp benzeyen başka bir aile görürler ve olaylar ilginç, ürkütücü bir hal almaya başlar…

Jordan Peele, ikinci filmi “Us” ile birlikte korku türüne çok daha yakın bir görüntü çiziyor. Filmin özellikle karşılaşma anı klasik ev halkının dış tehditle karşılaşma hikayesi ve tamamen bir korku filmi hissiyatı yaratıyor. Fakat film bununla sınırla kalmıyor ve farklı türler arasında bizleri gezintiye çıkarıyor… Bu açıdan korku filmlerini sevmeyenleri de içerisine alabilecek pek çok öge barındırıyor…

Yönetmenin henüz ikinci filmi olunca ve her iki filmi de yakın türlerde filmler olunca bu iki filmin karşılaştırılması da kaçınılmaz oluyor. Get Out, bana göre senaryosuyla çok daha güçlü ve net bir film. Bununla birlikte biçim açısından sade ve gösterişsiz bir film. Us ise iyi bir fikirle yola çıksa da senaryosu Get Out’a göre çok geride bir film. Biçim açısından ise tam tersine daha çarpıcı bir film…

Jordan Peele, korku türüne alt metin kazandırarak türü farklı bir noktaya çekme çalışmalarına Us’ta da tam gaz devam ediyor. Filmi izlemeden önce en büyük korkum bu filmin de siyahilerle ilgili benzer mesajlar içeren bir film çıkması yani yönetmenin kendini tekrara düşmesiydi. Belki korktuğum gerçekleşmedi ama Us’ın temel sorunu şu ki iletmek istediği mesajlar fazlasıyla karmaşık ve neresinden tutulursa tutulsun tamamen mantığa uymuyor. Belli ki Jordan Peele, Kubrick’in The Shining’i gibi yıllarca sonra bile üzerinde tartışılacak ve düşündürecek bir yapıma imza etmek istemiş. Bunda da kısmen başarılı olmuş. Fakat yönetmenin yoruma açık bırakma işini fazla abarttığını ve muhtemelen kendisine göre bile tamamen mantıklı gelen bir açıklamanın mevcut olmadığını düşünenlerdenim… Film, aslında kendini açıklamak için akıcılığa zarar verme uğruna çırpınıyor ancak bu da ters teperek hikayeye daha çok zarar veriyor…

12 Years a Slave ile Oscar kazanarak hayatımıza giriş yapan Lupita Nyong’o bu filmden sonra bana göre ilgi çekici olmaktan uzak proje/roller seçti. Us, onun başrol olarak karşımıza çıktığı ilk önemli film oldu ve muhtemelen bu başrollerin devamı fazlasıyla gelecek. Çünkü Us’taki performansıyla Lupita Nyong’o bir kez daha parlamayı başarıyor. İki rolü birden fazlasıyla iyi oynuyor ve henüz konuşmak için çok erken olsa da önümüzdeki yılın Oscarlarında ciddi bir adaylık şansı var gibi gözüküyor. Ailenin diğer üyeleri de fena değiller ama Winston Duke yerine daha iyisi olabilirdi? Filmdeki diğer ailenin bir ferdi olarak karşımıza çıkan Elisabeth Moss da kısa süreli varlığıyla filme renk katıyor…

Oldukça başarılı müzikleriyle, şarkı seçimleriyle, kurgu ve diğer teknik özellikleriyle kaliteli bir film izlendiği hissini fazlasıyla yaşatan “Us” yılın şimdiden en iyilerinden biri olarak nitelendirilmeye aday. Bana göre senaryonun ciddi problemleri mevcut olsa da aynı zamanda son derece ilgi çekici ve sürükleyici bir senaryodan bahsediyoruz. Her izlendiğinde yeni detaylar keşfedilebilecek, farklı yorumlar katılabilecek ve en önemlisi de defalarca keyif alınarak izlenebilecek bir film Us…

Us

8

Puan

8.0/10

2 Yorum

  1. Nine Days (2021) - izleryazar

    […] Us filmindeki performansından tanıdığımız Winston Duke’un başroldeki performansını fena bulmasam da doğrusu kendisini sürekli depresif ve aksi hallerde izlemek beni bir hayli yordu. Bunda da ana etken senaryoydu elbette. Tony Hale, Benedict Wong, Bill Skarsgard gibi isimler olumlu performanslar sunsalar da filmde ilgiyi canlı tutmayı sağlayan performans Zazie Beetz’e aitti. Filmin en eğlenceli karakterini çok iyi canlandırarak performansıyla filmin en önemli artılardan biri olmuş… […]

    Yanıtla

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.