En köklü ve prestijli film festivallerinin ilk sıralarında gelen Venedik Film Festivali’nin bu yıl en çok ses getiren filmi “Happening” ya da orijinal adıyla “L’événement” oldu. Fransız yönetmen Audrey Diwan’ın Annie Ernaux romanından uyarladığı film, festivalin büyük ödülü Altın Aslan’ı kazanarak dikkatleri üzerine çekti. Filmi Türkiye’de asıl meşhur eden ise ilk gösterimini yaptığı Antalya Altın Portakal Film Festivali’ndeki olaylı ilk seansı oldu. Gösterim sırasında birkaç izleyicinin baygınlık geçirmesi Filmekimi için önceden filme bilet almış beni de doğrusu tedirgin etti ve filme gitmeden önce iki kez düşünmeme neden oldu. Yine de son kararım filmi izlemek yönünde oldu ve yazısıyla karşınızdayım…

1960’lı yılların başında kürtajın yasak olduğu ve kürtaja yardım etmenin dahi hapisle cezalandırıldığı bir Fransa’da geçiyor hikayemiz. Anne (Anamaria Vartolomei), başarılı bir edebiyat öğrencisi ve geleceğe dair tek kurtuluş yolunu okulunu bitirip öğretmen olmak olarak görüyor. Fakat hamile olduğunu öğrenmesiyle birlikte bir anda hayatı altüst oluyor. Anne’in tek düşüncesi kürtajla bir an önce bu yükten kurtulmak olsa da korkutucu yasalar etrafında yapayalnız kalıyor. Anne, yine de şartları zorlamaya devam edecektir…

Kürtaj konusu özellikle muhafazakar nüfusu geniş ülkelerde sık sık gündeme gelip tartışma konusu olan bir mevzu. Bu mevzunun sinemaya yansıması da kaçınılmaz. Henüz geçen yıl bu konunun hakkını veren çok iyi bir film Amerika’dan gelmişti, Never Rarely Sometimes Always geçtiğimiz yılın en iyilerindendi. Happening, benzer konuda yakın zamanda çıkmış çok iyi bir rakibe sahip olma dezavantajına rağmen farklı yönleriyle sıyrılmayı başarıyor…

Happening’i etkileyici kılan ise kürtaj olayının icrasındaki zorlukları tüm gerçekliğiyle izleyicinin yüzüne çarpması. Geçmişin gerçeklerinden, zor koşullarından yola çıkan film, kürtajın kadınlar için çok da uzak olmayan geçmişte bugün en modern olarak gördüğümüz ülkelerde bile ne kadar zorlayıcı olduğu üzerine düşündürüyor. Fakat işin asıl ilginç noktası Fransa’nın artık geçmişte kalmış zorlu günler olarak baktığı karanlık günlerin, başka ülkelerin bugününü gösteriyor olması. Günümüzde dünya üzerinde her yıl hala onbinlerce kadın kürtaj yasağı nedeniyle hayatını kaybediyor…

Happening’in iyi işlemesinde başarılı yönetmenliğinin ve başrol oyuncusu Anamaria Vartolomei’nin payı çok yüksek. Yardımcı kadroda da herkes işini iyi yapmış ama filmi asıl sırtlayan filmin hemen her anında bize eşlik eden Anamaria Vartolomei’den başkası değil… Bununla birlikte filmin çok durağan bir temposunun olduğunu ve bazı izleyicileri bu yönüyle zorlayabileceğini not düşmem lazım. Doğrusu ben de filmin bazı anlarında konunun zenginleşmesini, yeni boyutlar kazanmasını bekledim. Ancak bittiğinde ardında bıraktığı güçlü etki bu anları telafi etti…

Yazının başında bahsettiğim seans sırasında baygınlık geçirme konusu nedeniyle biraz rahatsız edicilik boyutu hakkında da bilgi vermek istiyorum. Şahsen filmin zorlayıcı olduğunu bilerek izlediğim için zorlu sahnelere önceden hazırlıklıydım. Bu nedenle de korktuğum şekilde bir rahatsız ediciliğe rastlamadım. Fakat hassas bünyelerin filmi temkinli izlemesinde fayda var…

Anlayacağınız geçen yıldan sonra bu yıl da kürtajla ilgili oldukça iyi bir filmimiz var. Happening, kürtajla ilgili filmler arasında üst sıralarda anılmayı hak eden, akılda kalıcı olacağına inandığım bir film. Bu yıl Fransızlar Oscar’a Altın Palmiye ödüllü Titane’i gönderdiler. Her ne kadar o filmi henüz izlemesem de Happening’i seçmediklerine pişman olacaklarını hissediyorum. Bekleyip, göreceğiz…

Happening

7.5

Puan

7.5/10