Şu sıralar devam eden Adana Altın Koza Film Festivalinin online gösterimleri sayesinde izleme fırsatı yakaladığım filmlerden biri de yılın en çok merak uyandıran yerli filmlerinden, Ercan Kesal’ın ilk yönetmenlik denemesi “Nasipse Adayız” oldu. Nuri Bilge Ceylan filmleriyle başladığı oyunculuk kariyerinde yerli arthouse filmlerin vazgeçilmez isimlerinden birine dönüşen Ercan Kesal, pek çok önemli yönetmenle çalışma fırsatı yakaladı. Bunun üzerine yazar ve senarist yönü de eklenince yönetmenlikte nasıl bir iş çıkaracağı merak konusuydu. İstanbul Film Festivalinde kazandığı en iyi yönetmen ödülü de beklentileri arttırdı…
Yerel seçim arifesinde Beyoğlu’ndayız… Bir özel hastane sahibi olan Doktor Kemal Güner (Ercan Kesal) partisinde öne çıkan aday adayı konumunda ve adaylık beklentisindedir. Filmimiz Kemal Güner’in partinin “bir numarası” tarafından adaylığının açıklanmasını umduğu bir etkinliğin olduğu günde yaşanan olaylar silsilesini konu alıyor…
Nasipse Adayız aslında Ercan Kesal’ın beş yıl önce yayına sürdüğü bir roman. Film de bu romanın uyarlaması. Ercan Kesal’ın daha önce ciddi bir politikaya atılma girişiminde olduğu ve kendisinin de bir doktor olduğu düşünülürse filmin rahatlıkla yarı otobiyografik olduğu söylenebilir. Yönetmen, politikayla haşır neşir olduğu süreçteki gözlemlerini beyaz perdeye aktarmak istemiş ve bunu da gayet iyi bir şekilde başarmış…
Konu itibariyle izleyiciye içine almakta zorlanmayan film, baştan sona sürükleyici bir şekilde ilerliyor. Filmde ana karakterimiz ile birlikte siyasetin sahteliklerle dolu dünyasına oldukça gerçekçi bir bakış atıyoruz. Yönetmen, politik eleştiri yaparken yer yer mizahı da kullanmış ve özellikle asansör sahnesinde mizah dozu zirveye ulaşmış. Filmin eleştirileri politikacılarla da sınırlı kalmamış. Filmde seçmen kitlesinin ilgisini çeken tek unsurlar bedava yemek ve ücretsiz check-up olarak resmedilmiş…
Olumlu yanlarının yanı sıra Nasipse Adayız’ın eksik yanları da yok değil. Bana göre filmin en büyük eksiği ana karaktere yeterince derinlik katamamış olması. Karakterle ilgili olarak neden politikaya atılmak istediği başta olmak üzere pek çok konuda fikrimiz yok. Bununla birlikte filmde süre alan çok karakter olsa da güçlü bir yan karakter eksikliği dikkat çekiyor. Son düzlük öncesindeki şoför ile ilgili yaşanan olayların ve hemen sonrasının da filmin gerçekçi işleyişine gölge düşürdüğü kanaatindeyim…
Neticede Nasipse Adayız, Ercan Kesal için başarılı bir ilk film. Politikanın gerçek yüzünü etkileyici, izlemesi keyifli bir şekilde göz önüne serse de başyapıt olabilme fırsatını kaçırmış. Yine de izleme fırsatı bulunca kaçırmayın derim…
Nasipse Adayız
