Bu sezon pek çok kaliteli filmi önümüze sunan İstanbul Film Festivali’nin şubat seçkisi diğer aylara nazaran biraz daha sönüktü. Bu ayki listeme giren tek film ise uzun yıllardır sinemanın içerisinde olmasına karşın çok az üreten İtalyan yönetmen Uberto Passolini’nin üçüncü filmi olan Nowhere Special oldu. Türkçeye “Alelade Bir Yuva” adıyla çevrilen film İngiltere, İtalya ve Romanya ortaklığında hayata geçmiş bir proje olma özelliğini taşıyor…

John (James Norton), birkaç yaşındaki küçük oğlu Michael (Daniel Lamont) ile birlikte yaşayan ve cam silme işiyle uğraşan genç bir adamdır. Rus anne, daha Michael küçük bir bebekken aileyi terk etmiştir. John ise ölümcül bir hastalığa yakalanmış ve ölümü beklemektedir. Oğluna büyük bir sevgiyle bağlı babanın en büyük problemi ise doğal olarak öldükten sonra Michael’a ne olacağıdır. Ölmeden önce Michael’e iyi bir aile, mutlu olacağı bir yuva bulmak en büyük hedefidir. Tabii bu hiç kolay olmayacaktır…

Gerçek bir hikayeden uyarlanan Nowhere Special, hayatın içinden bir hikayeyi etkileyici bir şekilde aktarıyor. Baba-çocuk ilişkisinin izleyiciye iyi geçiyor olması filmin en büyük artısı konumunda. Ajitasyona çok müsait bir konuda bu sulara fazla girilmemesi de olumlu bir nokta. Tabii yine de filmin konu itibarıyla oldukça depresif ve izleyiciyi duygusal anlamda zorlayan bir film olduğunu belirtmek gerek. Bununla birlikte ana hikayenin çarpıcılığının iyi bir olay örgüsüyle desteklendiğini söylemek çok kolay değil. Son düzlükte duygu yoğunluğunun bir tık arttırıldığı kısımları saymazsak filmin kısa süresine rağmen kendini tekrar eden yapıda ve bir hayli tekdüze olduğu dahi söylenebilir…

Filmin başrolünde yer alan James Norton, bugüne dek çeşitli yapımlarda karşıma çıkan bir isim olsa da pek dikkatimi çeken bir oyuncu değildi. Bu filmdeki performansının bugüne kadarki en akılda kalıcı performansı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Küçük oyuncu Daniel Lamont ise inanılmaz iyi bir seçim olmuş. Hem çok sevimliydi, hem de onun da duygularını film boyunca çok iyi şekilde hissetebildik. Bu kadar küçük bir oyuncudan üst düzey performans alabildiği için yönetmeni de kutlamak gerek…

Neticede Nowhere Special, beklediğim kadar çok bayıldığım bir film olmadı. Bence daha da iyi işlenebilecek, ilginç detaylarla etkisi arttırılabilecek çok güçlü bir konu yakalamış ama bunu yeterince iyi değerlendirememiş bir film. Tabii bu filmi sevmediğim anlamına kesinlikle gelmiyor, bahsettiğim olumsuzluklar daha çok yüksek beklenti ve yüksek potansiyel ile ilgili. Yoksa ölüme hazırlanma temalı filmler arasında en üst sıralarda anılmayı hak ettiğini gönül rahatlığıyla söyleyebilirim…

Nowhere Special

7

Puan

7.0/10