Oldukça uzun bir aranın ardından nihayet yeni bir yazıyla, yeni sezonun ilk dizi sezonu yorumuyla karşınızdayım. Öncelikle yeni bir yazı bekleyen düzenli takipçilerimden özür dilemek istiyorum. Yazmaya ara verdiğim bu süreçte izlemeyi elbette bırakmadım, hatta her zamankinden de fazla film izleyerek geçmiş yıllara dair eksiklerimi giderdim. Fakat blogda sadece 2020 filmlerine dair yazıyorum ve bu süreçte hiç 2020 filmi izlemedim. Bunu da yazma isteğini taze tutabilmek adına her yıl belli zaman dilimlerinde yapmak durumundayım. Eylül ayından itibaren ise her yıl olduğu gibi daha sık yeni yazılarla karşınızda olmayı umuyorum. Lafı daha fazla uzatmadan dizimize geçelim…

Geçtiğimiz sonbaharda ilk sezonuyla dikkatleri çeken The Politician, çoğu dizisine ısınamadığım ünlü yapımcı Ryan Murphy’nin nadir sevdiğim yapımları arasına adına yazdırmıştı. Dizinin ilk sezonunda en büyük hayali Amerikan başkanı olmak olan genç Payton’ın (Ben Platt) aday olduğu, bir lisedeki çığırından çıkanokul başkanlığı yarışını izlemiştik. Dizi, ilk sezonun son demlerinde ise sıra dışı bir yolu tercih ederek ikinci sezonunun temelini atmıştı. Yani ikinci sezonda ana karakterimizin New York Belediye Başkanlığı yarışını izleyeceğimizi ilk sezondan öğrenmiştik…

İlk sezonda aslında kimsenin umrunda olmayan bir seçim yarışının adaylar tarafından gereğinden çok daha fazla ciddiye alınmasını izlemiştik ve bu şekilde dizide meydana gelen pek çok komik durumu izlemekten keyif almıştık. Aslında bu durum, günümüz politikasında yaşanan entrikalarla dalga geçmek için de pek iyi bir yoldu… İkinci sezonda ise bu durum değişti. Bu kez karşımızda çok daha ciddi ve önemli bir seçim vardı. Fakat dizi bu kez bu seçimi indirgeyerek neredeyse geçen sezonki seçimle benzer bir hikayeye çekti. Özellikle sezonun ilk bölümlerinde dizinin sırtını tamamen tuhaf aşk üçgenlerine yaslaması bende bir nebze hayal kırıklığı yarattı. Çevre sorunlarına dikkat çekmesi hoş olsa da bütün seçim gündeminin bu eksende gelişmesi inandırıcılıktan uzak geldi ve senaryoda tembellik gibi hissettirdi.

İkinci sezonun en önemli noktalarından biri ise nesil farklılıklarına dikkat çekmesiydi. Ana karakterimizin rakibi New York’ta çok uzun yıllar belediye başkanlığı yapmakta olan orta yaşlı bir kadındı. Halk tarafından sevilse de yeni neslin ruhunu yakalayamaması kendisi için en büyük problemdi. Genç nüfusun hızlı artması, fakat buna karşın politikacıların büyük ölçüde yaşlı ya da orta yaş üstünden oluşması dünyanın pek çok yerinde görülen bir durum ve The Politician da bunu bir kez daha göz önüne seriyor. Fakat biraz önceki sorun bu noktada da karşımıza çıkıyor, gençlerin tek beklentisinin çevre sorunlarıyla ilgilenilmesi olarak sergilenmesi bu gücün tam olarak kullanılamamasına neden olmuş…

Sezonun pek başarılı olamayan yan hikayelerinden biri de Gwyneth Paltrow’un canlandırdığı anne karakterinin Kaliforniya valiliğine adaylığıydı. Sanırım ilk sezon Gwyneth Paltrow ve karakteri dizide çok pasif kaldığından dolayı güçlü bir yan hikaye yazılmak istenmiş. Fakat birkaç eğlenceli sahne dışında bu hikayeyi de gereksiz dikkat dağıtıcı olarak gördüm. Belki daha fazla içine girilse gerçekten güçlü bir yan hikayeye dönüşebilirmiş. Fakat dizinin temposu genel olarak çok yüksek olduğu için, zaman akışı hızla ilerlediği için bunun sağlanması da zor olurmuş…

Diziyle ilgili senaryo dışı teknik başarımların büyük çoğunluğu bu sezon da devam ediyor. Karakterlerin saç, makyaj ve kostüm tasarımlarının yanı sıra başarılı görüntü yönetmenliği The Politician’ın fazlasıyla göze hitap eden bir yapım olmasını sağlıyor. Oyunculuklar da dizinin absürtlüğünü iyi yansıtıyor ve herkes birbiriyle tam uyum halinde hissettiriyor…

Uzun lafın kısası The Politician’ın ilk sezonki başarısının ardından beklentiyi fazla yükselttiği ikinci sezonunu beklediğimden daha az sevdim. Fakat bu hala keyifli ve izlenmesini önerdiğim bir dizi olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Ryan Murphy’nin açıklamalarına bakılırsa dizinin üçüncü sezonu final sezonu olacak ve bu kez ana karakterimizin hedefleri daha da yukarısı olacak. Fakat bu sezon için Ben Platt’ın yaş alması beklenecek, yani gerçekçilik uğruna birkaç yıl beklememiz gerekecek. Bence her açıdan yerinde bir karar…

The Politician 2. Sezon

7.5

Puan

7.5/10