Cem Yılmaz’ın tartışmalı Karakomik Filmler serisinin ikincisi, ilkinden sadece birkaç ay sonra vizyona girmişti. İlkinin gişede önceki Cem Yılmaz filmlerinin epey altında kalmasının sonrasında ikincisinin daha da az izlenerek yeni rekoru ele geçirmesi sürpriz değildi. Ben de başarılı bulduğum ilkinin aksine vizyonda izleyemediğim ikinci ikilemeyi Netflix’te gösterime girmesiyle izleme şansı yakaladım…

Karakomik Filmler, adı üstünde kara komedi türündeki birden fazla filmden oluşan deneysel bir film serisi. İlk filmin içerisinde “2 Arada” ve “Kaçamak” adlı iki orta metraj film yer alıyordu. İkinci filmde ise “Deli” ve “Emanet” adlı iki orta metraj film yer alıyor… Her yönüyle alışıldık sinema anlayışından uzak gözüken filmler, aslında sinemadan çok televizyona uygun işler. Özellikle ikincisini izledikten sonra insan keşke Netflix’e dizi şeklinde hazırlansaydı diye düşünmeden edemiyor…

İlk orta metraj olan “Deli” içerisinde Cem Yılmaz’ı kendisini talihsiz olaylar serisinin içerisinde bulan bir taksi şoförü olarak izliyoruz. Kolay empati yapılabilen ana karakterimiz sayesinde film, kendisini izletme konusunda sorun yaşamıyor. Filmin mesaj verme kaygısı içerisinde olduğunu zaten önceki filmlerden de çok iyi biliyoruz. Fakat esas mesaja gelinceye kadar film, gidiş yoluyla birkaç ters köşe yapıyor…

İlk filmin en anlamlı anlarından biri yıllar önce Ruhsar’da sıkı dostlar olarak izlediğimiz Cem Davran ve Hakan Gerçek’i yıllar sonra yeniden bir arada gördüğümüz anlardı. Cem Davran zaten ilk filmle Cem Yılmaz film evrenine dahil olmuştu ancak yanına Hakan Gerçek gerçekten iyi düşünülmüş… Bunun dışında ilk kısma performansıyla damgasını vuran isim ise Özkan Uğur’du. Karakteri fenomen olmaya aday nitelikte olsa da doğrusu ben daha ciddi geçen ilk kısımla daha çok ilgilenmiştim ve bir anda gerçeklikten kopulması yerine o kısmın daha uzun tutulmasını, daha iyi yere bağlanmasını tercih ederdim…

İkinci film “Emanet”te ise Cem Yılmaz, babasını yeni kaybeden ve kendisini dansçı olarak nitelendiren bir adamı canlandırıyor. Karakterimiz Yetenek Sizsiniz Türkiye’ye katılma hayali kursa da kendini yan stüdyodaki bir evlilik yarışmasındaki olayların ortasında buluyor… Televizyon dünyasının sahteliğine ciddi bir eleştiri getiren filmde Acun Ilıcalı’nın varlık göstermesi ve kendi yarışmasını, kanalını kullandırması ise çarpıcı olmuş.

Emanet’in en büyük eksisi ise mesaj kaygısını çok ön planda tutarak gerçekçiliğe pek değer vermemesi. Evet, iletmek istediği şeyler değerli ve ana akım Türk sineması içinde yenilikçi bile denilebilir. Fakat mesajları iletme şeklinin pek başarılı olduğu söylenemez. Aslında bu durum ilk filmde de mevcut. Her şeyin kurmaca olduğu kendisini çok fazla, rahatsız edici şekilde belli ediyor…

Cem Yılmaz’ın Karakomik Filmler’de denediği şeyi gerçekten takdir etsem de ikinci filmi ilki kadar sevemedim. Eksilerini artılarından çok buldum. Keşke sinemadan çok televizyon formatına uyan bu yapımlar, Netflix veya bir başka dijital platformda dizi bölümleri şeklinde buluşsaymış…

Karakomik Filmler 2

5.5

Puan

5.5/10