Flora and Son (2023)

Kariyerini müzik odaklı dramalara adayan İrlandalı yönetmen John Carney, uzun bir aranın ardından yine kendi konfor alanından ayrılmadığı bir işle geri döndü. İlk kez pek sevdiğim Begin Again filmiyle tanıdığım yönetmenin, daha çok övgü alan iki filmini ise sevememiştim. Anne ve oğul arasında müzikle kurulan bağı konu alan Flora and Son ise bu iki kutubun ortasında bir konum aldı. Eve Hewson’un son derece başarılı performansıyla yükselen filmde Joseph Gordon-Levitt’in sıra dışı kullanılışı da ilginç olmuş. Filmdeki hem müzik kullanımı hem de genel hikaye güzeldi ancak bir türlü tam beklenen yükselişi yapamadı bana kalırsa. Çok iyi olabilecekken ortalama üstü olmakla yetinen bir film…

Flora and Son
6.5

The Super Mario Bros. Movie (2023)

Atarilerle büyüyen nesil için Super Mario’nun yeri her zaman çok özel kalmaya devam edecek. Diğer Nintendo serilerini çok yakından takip edemesem de sık sık geri dönüp yılların eskitemediği oyunla vakit geçiririm… Fakat söz konusu oyunların filmleştirilmesi olunca heyecanlanmak her zaman mümkün olmuyor. Malum hemen her yıl başarısız oyun uyarlamaları karşımıza çıkıyor. Super Mario da doğrusu pek uyarlanmaya müsait gibi gözüken bir materyale sahip değil… Bu olumsuz ön yargılarıma karşın filmin gişede büyük ses getirmesi ve genel olarak beğenilmiş gibi duruşu filme şans vermeye itti. Küçük bir nostalji yaşatıp yüz gülümseten birkaç an yaşatması bile yeterdi ki bunu da yaptı aslında. Oyunlarda gördüğümüz karakterleri film karakteri olarak görmek ilginç bir deneyimdi. Tabii senaryo için pek iç açıcı şeyler söylemek zor. Film, konusuyla ilgimi canlı tutmakta epey zorlandı. Yine de vaat ettiğini kısmen karşılayan, kötü sayılmayacak bir girişim…

The Super Mario Bros. Movie
5.5

Karanlık Gece (2023)

Festival turunu 2022’de atmaya başlasa da genel gösterimi 2023’e sarkan yeni Özcan Alper filmini Netflix’te gösterime girmesiyle yakalayabildim. Bu yılki olayların ardından Altın Portakal’ın büyük ödülünün son kazananı olarak kalan film, sıklıkla Kurak Günler’le karşılaştırmakta ki filmi izledikten sonra benzerliklere büyük ölçüde hak verdim. Aslında sadece bu iki film değil genel olarak son dönemdeki pek çok iyi yerli yapımın taşradaki insanların kolektif cahillik ve kötülüğüne odaklanması fazla tekrar eden bir konuya dönüştü. Karanlık Gece de bu tekrarın derinliklerinde boğuluyor olsa da özgün yanlarıyla akılda kalıcı, hedeflediği rahatsız ediciliği fazlasıyla sağlayan bir film. Her ne kadar ilk yarısını fazla temposuz bulup filme bağlanmakta zorlansam da filmin ikinci yarısında olay örgüsünü kendini iyice ele vermesi ilginç bir tezatla filmin bağlayıcılığını arttırdı… Neticede pek çok yönden başarılı bulmama rağmen daha önce benzer türde daha iyilerini izlediğimiz için çok çok sevemediğim bir film oldu…

Karanlık Gece
7.0

Love at First Sight (2023)

İyi romantik komedi filmleri kolayca sevebilen biri olarak Haley Lu Richardson’lı Netflix filmi Love at First Sight, gözüme çarpan bazı övgülerle listeme kolayca girdi. Yolculukta tanışma hikayelerine kurduğum kolay bağa karşın filmi ne yazık ki sevemedim. Filmdeki hemen her şey yapay hissettirdi. Karakterlerin kurduğu hızlı bağ bana kalırsa izleyiciye aktarılamamış. Anlatıcı üzerinden eğlenceli olma çabası da genelde filmlerde beğendiğim bir tat olsa da burada nedense eğreti durmuş. Olay örgüsü de gittikçe ilgi çekiciliğini kaybeden cinstendi. Kısaca filme dair pozitif bir şeylerden bahsetmem zor. Bilmem kaçıncı kez “Before” serisini izlemeye başlamak çok daha keyifli, kaliteli vakit geçirmeyi sağlayacak bir aktivite olabilirdi. Rahatlıkla es geçebilirsiniz…

Love at First Sight
4.0