Ülkemizde dijital yayıncılığın vites arttırmaya hazırlandığı şu günlerde, bu alanın öncüsü olarak kabul edebileceğimiz BluTV’den iddialı bir dizi daha geldi. Global rakiplerinin aksine haftalık yayın politikasını devam ettiren BluTV’de iki ay kadar önce yayına başlayan Yarım Kalan Aşklar, geçtiğimiz günlerde finalini yaparak adını başarılı yeni nesil yerli dizilerin arasına yazdırdı…

Doğrusunu söylemek gerekirse Yarım Kalan Aşklar hakkında pek beklenti sahibi değildim. Hem başrol oyuncuları hem de ismi nedeniyle bana bir internet dizisinden ziyade klişe televizyon kanalı dizilerini çağrıştırmıştı. Tabii hemen her yerli internet dizisine şans verdiğim gibi bu diziye de şans vermemek olmazdı. Diziye şans verme kararımın isabetli olduğunu anlamam ise sadece 5-10 dakika sürdü…

Son derece ilgi çekici bir konuya sahip olan Yarım Kalan Aşklar’ın konusundan bahsedebilmek için dizinin ilk bölümünden spoiler niteliği taşıyabilecek bir bilgiyi paylaşmak zorundayım. Ben diziye başlarken konusundan bihaber olduğum için ilk bölümden ekstra keyif almış olabilirim, fakat muhtemelen bu bilgiyi bilseydim de seyir zevkimden pek bir şey kaybetmeyecektim. Eğer izleyeceğiniz dizide her şey tamamen sürpriz olsun isteyenlerdenseniz ve dizinin konusu hakkında fikriniz yoksa yazıyı yarıda bırakıp hemen diziye başlayabilirsiniz. Okumaya devam edecekseniz de ilk bölüm dışından, dizinin her yerde yazılan konusu dışında ekstra bir spoiler olmayacağından emin olabilirsiniz…

Ozan (Tolga Sarıtaş) ve Elif (Dilan Çiçek Deniz) aynı gazetede birlikte çalışan genç ve mutlu bir çifttir. Ozan, gizemli ölümlerin yaşandığı bir olay yakalar ve Elif’i bu olaydan olabildiğince uzak tutar. Fakat Ozan’ın şüpheli bir şekilde trafik kazasına kurban gitmesinin ardından olayı aydınlatma görevi Elif ve Ozan’ın ölümü sonrası tanıştığı başkomiser Kadir’e düşer… Öte yandan Ozan, ölümü sonrasında “yarım kalan aşklar dairesi” tarafından yeniden hayata döndürülür. Fakat başka birinin bedeninde, Kadir’in bedeninde… Etrafındaki herkesle türlü türlü problemler yaşayan Kadir’in problemlerini çözme ve kendi cinayetini aydınlatma görevi yeni bedenindeki Ozan’a ait olacaktır…

Konu itibariyle oldukça fantastik gözüken Yarım Kalan Aşklar, bu fantastikliği gerçekçilik düzlemine yerleştirme konusunda ustaca hareket ediyor. Fantastikliği sadece ana konusu için kullanıyor ve izleyiciyi yarattığı dünyaya ikna etmekte hiç zorlanmıyor. Çok yüksek temposu ve sürekli yeni merak unsurları oluşturması da izleyiciyi sıkı sıkı bağlıyor. Bunların yanına eklenen dozunda mizah da dizinin seyir zevkini iyice arttırıyor…

Genellikle dizilerin tempolarının arttırılıp sürelerinin ve bölüm sayılarının kısaltılmalarını savunurum. Fakat Yarım Kalan Aşklar bende tam ters yönde bir düşünce oluşturdu. İlk başlarda seyir zevkini çok arttıran aşırı yüksek tempo zamanla dizinin eksisi haline gelmeye başladı. Son bölümlerde olaylar giderek sıkıştırılmaya çalışıyor hissi yarattı ve ilk başta çok iyi kurulan gerçekçiliğin çok fazla ikinci plana atılıyor oluşu göze batmaya başladı… Hem konu hem gelişen olaylar birden fazla sezona dönüştürülmeye müsaitken keşke 2-3 sezon olarak planlansaydı ya da en azından 10-12 bölümlük daha uzun bir sezona çevrilseydi. Böylece her şey daha iyi bir şekilde nihayetlendirilebilirdi…

Dizinin yaratıcı senaristi olarak ön plana çıkan Ethem Özışık, son bölümlere doğru başlayan olumsuzlukları göz ardı edecek olursak gerçekten türü içinde çok iyi bir işe imza atmış. Bu diziden önce kendisini tanımasam da bundan böyle işlerini takip edeceğim isimlerden biri olacak…

Dizinin oyuncu kadrosu da genel olarak iyi oluşturulmuş. Özellikle başrolde yer alan Burak Deniz çok iyi bir seçim olmuş ve başarılı performansıyla diziyi taşımayı başarmış. Ona eşlik eden Dilan Çiçek Deniz’in oyunculuk kökenli bir isim olmadığı belli olsa da güzelliğiyle büyülediği için olsa gerek izlemekten keyif aldım, göze batan bir yanını pek göremedim… Tecrübeli oyuncu Cem Davran da son dönemde kaliteli işlerle kendini hatırlatmaya devam ediyor, burada da emniyet amiri Nejat rolünde başarılıydı. Beni asıl şaşırtan ise mafya babası İsmet rolündeki Ezel Akay oldu. Role inanılmaz yakışmış… Diziye daha çok komedi yönüyle katkıda bulunan Kadir’in eski eşi Saadet rolündeki Esra Ruşan’ın performansını fena bulmasam da oldukça karikatürize yazılmış karakterini sevemedim. Yer yer gülsem de inandırıcı bulmadım ve dizinin gerçekçiliğini zedeleyen temel unsurlardan biri olarak gördüm…

Çok yüksek ihtimalle ikinci sezonu olmayacak Yarım Kalan Aşklar, son dönemde sayıları artmaya başlayan başarılı yeni dizilerin en son halkası oldu. Özellikle ilk bölümlerindeki yüksek tempodan aldığım zevki yakalayabildiğim için mutluyum. Son bölümleriyle ilgili çeşitli hoşnutsuzluklarım bulunsa da tamamen kötü bir son olmadığını ve bazı kötü çekilmiş sahneleri göz ardı edersek sonunun da başarılı sayılabileceğini söylemek lazım. Mutlaka şans verin derim…

Yarım Kalan Aşklar 1. Sezon

8.3

Puan

8.3/10