izleryazar TV Ödülleri – 2017

Son yıllarda üst üste zayıf geçen televizyon sezonlarının ardından 2016-2017 sezonu ilaç gibi geldi ve üst üste pek çok yeni kaliteli yapım izleme şansı bulduk. Önceki yıllarda izleryazar TV Ödüllerinde drama kategorilerinde 6 gerçekten iyi aday çıkarmakta bile zorlanırken bu kez tam tersi adayları seçerken zorlandım ve Feud, Big Little Lies gibi dizileri üzülerek bu kategoriye alamadım. Kategorinin en iyisine gelecek olursak… Netflix’in sürpriz bir şekilde yıla damgasını vuran dizisi 13 Reasons Why bana kalırsa yılın en iyisiydi. Uzun zamandır beni bu kadar etkileyen bir yeni diziyle karşılaşmamıştım. Kimileri dizinin intihara davetiye çıkarmak gibi tehlikeli sularda yüzdüğünü düşünse de bence verdiği mesajlar da değerliydi.

Drama dizileri bakımından ne kadar zengin bir yılı geride bıraktıysak komedi dizileri açısından ise tam tersi şekilde oldukça fakir bir yılı geride bıraktık. Fakat buna karşın NBC’nin küçük ve aslında sıfır beklentiyle yıl sonunda yayınlanan sevimli dizisi Trial & Error, sağlam bir teselli oldu. Cinayet soruşturması üzerine kurulu dizi, hem merak unsurunu koruyarak senaryosunu ilgiyle izlettirdi hem de birbirinden çatlak karakterleriyle epey güldürdü. Böyle daha çok dizi istiyoruz!

Performansıyla Saul karakterini Breaking Bad’den ayrı diziye taşıyan Bob Odenkirk, Better Call Saul’da ise performansını iyice derinleştirerek bambaşka bir noktaya taşımaya başladı. İkinci adaylığında ilk ödülünü almasının vakti geldi.

Bu yılın en en zor kategorisi kesinlikle bu kategoriydi. Feud ve Big Little Lies kadınları zaten kategoriyi domine ettiklerinden geriye iki kontenjan kaldı ve onlardan birini Amybeth McNulty’ye verememek üzücü oldu. Neyse kazanana geçelim… Feud’un iki muhteşem performansından bir adım öne çıkan Joan Crawford’u canlandıran Jessica Lange oldu. Performansı muazzamdı, en iyilerin en iyisi oldu kısaca.

Hak ettiği kadar değeri göremeyen usta oyuncu John Lithgow çok iyi bir yıl geçiriyor. Çoğunluk The Crown performansına bayılsa da ben Trial & Error performansına daha da hayran kaldım. Kendisinin komedi yönüne tanıklık etmem de ayrı bir güzel oldu.

The Good Place’teki en güzel şeylerden biri kesinlikle Kristen Bell’in sempatik performansıydı. Diziyi neredeyse tek başına sırtladı ve bu ödülü hak etti.

Ne yazık ki Haluk Bilginer gibi bir değerimiz varken onun kalitesine yakışacak yapım üretmekte zorlanıyoruz. Bunu başardığımızda da Haluk Bilginer döktürüyor. Tıpkı Masumiyet’te, Tatlı Hayat’ta, Kış Uykusu’nda ve son olarak Masum’da olduğu gibi…

The Descendants’tan bu yana ilgiyle takip ettiğim ve Oscar adaylığının yolunu gözlediğim Woodley, karşımıza Emmylerde çıktı. Dizinin diğer iki karakterine göre rol ağırlığı daha azdı belki ama bu Shailene Woodley’nin performansının kusursuzluğuna engel değil. Bu kategorinin ana kategori kadar güçlü olmamasının da etkisiyle kendisine bu ödülü takdim etmekten mutluyum.

Trial & Error kadrosunun dikkat çeken isimlerinden biri de Dwayne karakteriyle Steven Boyer idi. İlk kez bu diziyle tanıştığım oyuncu, dizinin en komik yazılan karakterini sade ve başarılı bir şekilde canlandırdı.

Bu seneki en zayıf kategorinin parlayanı Life in Pieces’in zengin kadrosunda en çok parlayan isim olan Zoe Lister-Jones oldu. Ekranların hak ettiği değeri göremeyen performanslarından biri kesinlikle ve ikinci adaylığında ilk ödülünü sonuna kadar hak ediyor.

Herkesin işini en iyi şekilde yaptığı This Is Us bu yeni kategorinin ilk galibi oldu. Rakipleri de pek güçlüydü. Big Little Lies, Feud, Masum, 13 Reasons Why, Trial & Error yine harika kadrolardan oluşan diziler. Better Call Saul, Stranger Things, Modern Family gibi dizilere bu kategoride yer bulamamak üzücü.

Bir dizinin en önemli unsuru olan senaryoyu en iyi şekilde uygulayan 13 Reasons Why oldu. Zaten dizinin en büyük artısı da senaryosuydu.

Bölüm bazlı değil de genel yönetmenliğin ödüllendirildiği bu kategoride en çok This Is Us öne çıktı. Fakat seçim yapmak hiç kolay değildi. Özellikle Better Call Saul ve Big Little Lies’ın yönetmenlikleri oldukça çarpıcıydı.

Pek çok güçlü adayın yarıştığı bu zorlu kategoride kazananı belirlemek ise çok zor olmadı. This Is Us’ın farklı zamanlardaki olayları birleştiren kurgusu muazzamdı.

Kazananı belirlemesi en kolay kategorilerden biri oldu. Dizinin en önemli artılarından biriydi muhteşem sinematografisi.

Belki en büyük prodüksiyon değildi ama ben A Series of Unfortunate Events’in prodüksiyonuna bayıldım. Her şey hikayeyle öyle hoş örtüşmüş ki… Westworld’ün de bu kategoride güçlü bir rekabetçi olduğunu vurgulamak gerek.

Oldukça geniş kapsamı olan bu kategoride dizilerde kullanılan jenerik dahil tüm müzikler ve şarkılar dikkate alındı. Kategorinin net şekilde öne çıkanı ise Big Little Lies oldu. Muhteşem jenerik şarkısının yanı sıra her bölüm farklı şarkıları tanıtan dizi, bu konuda kusursuza yakındı.