Pandemi öncesinde sinemada izlediğim son şahane filmlerden biriydi “Knives Out”. Beklentilerin çok üzerinde çıkan “katil kim” filmi, son derece zeki senaryosuyla türünün en iyileri arasına adını yazdırmıştı. İlk filmin başarısının ardından Netflix, elini çabuk tutarak filmi seriye dönüştürmeye karar verip ikinci film ve üçüncü film için yüklü bir miktar ödedi. Pandemi döneminde çekilen ikinci filmin de tıpkı ilki gibi Rian Johnson senarist & yönetmenliğinde oluşu ve eleştirmenlerden gelen harika yorumlar “Glass Onion” adlı yeni film için beklentileri epey yükseltti. Fakat sonuç ne yazık ki koca bir hayal kırıklığı oldu. Eleştirmenler yanlış filmi mi izlediler?

Ünlü dedektif Benoit Blanc (Daniel Craig), bir süredir damak tadına uygun vaka bulamamaktan şikayetçidir. Dedektifin imdadına gizemli bir kutuyla gelen Yunanistan daveti koşar. Hızla soluğu bir Yunan adasında alan dedektif, burada ünlü milyarder Miles Bron’un (Edward Norton) ultra lüks evindeki “katil kim” oyunu partisiyle karşılaşır. Farklı farklı alanlardan ünlü isimler bu oyunun bir parçasıdır. Fakat gerçek bir cinayetin işlenmesi bir anda işlerin ciddiyetini bambaşka bir boyuta çıkarır…

Her ne kadar bir devam filmi gibi gözükse de Glass Onion, ilk filmden tamamen başka boyuttaki bir spin-off. Elbette konsept benzerliği ve başroldeki dedektifimiz ortak, ancak diğer tüm karakterler, mekanlar ve olay örgüsü yepyeni… Buraya kadar herhangi bir problem olmasa da problem filmin daha ilk anlarından pek çok farklı karakterin önümüze serilmesiyle başlıyor. Abartılı mekanlar, abartılı karakterler filmle bağlantı kurmayı zorlaştırıyor. Asıl problem ise olayların bir türlü başlamamaktaki ısrarı. Filmin büyük bir kısmı ünlü oyuncular arasında boş top paslaşması şeklinde ilerliyor ve bir türlü esas konuya geçilmiyormuş hissi yaratıyor… Tam orta kısımda olaylar ilginçleşmeye başlamışken finalde işler yeniden sarpa sarıyor ve ortaya tatminsizlik yaratan bir sonuç çıkıyor…

Filmin başrolünde Daniel Craig, abartılı aksanıyla eğlendirmeyi başarıyor. Ona eşlik eden kadroda en ilgi çekici isim filmde kilit bir rol üstlenen Janelle Monae. Fakat abartıldığının aksine Oscar’a falan aday olabilecek kalibrede bir performans olduğunu düşünmüyorum. Filmin oyunculuk performansı göstermeye müsait olmayan abartılı tarzı bu durumdaki temel etken… Edward Norton, Kate Hudson gibi eski popülerliklerinden uzak isimleri filmde görmek güzeldi. Filmde pek çok diğer ünlü ve cameo da mevcut. Fakat buna rağmen kadro hem oyuncular hem de performanslar olarak ilk filmin fersah fersah gerisindeydi… İlk filmdeki karakterlerin çok daha iyi ve sevilebilir yazılması da bunda etken…

Glass Onion, sadece ilk filmin çok gerisindeki bir devam filmi değil, başlı başına değerlendirildiğinde de vasatı aşamayan bir film. Her iki filmin de aynı kalemden çıktığına inanmak çok zor. Vasat senaryo, sevilebilir olmayan karakterler, akmayan kurgu, her şeyi mekan ilginçliğine bel bağlayan bir film… Türü sevenler yine şans vermek isteyebilirler ancak yeni bir “Knives Out gizemi” beklentisine girmemenizde fayda var…

Glass Onion: A Knives Out Mystery

5.5

Puan

5.5/10