Dünyanın en çok izlenen komedi dizisi The Big Bang Theory, geçtiğimiz hafta yayınlanan sezon finaliyle birlikte 9. sezonunu da geride bıraktı. Bir önceki sezonda hafif bocalamaya başlayan ve “acaba artık düşüşe mi geçiyor” diye düşündüren dizi, bana kalırsa dokuzuncu sezonuyla birlikte yeniden yükselişe geçerek hala ekranlardaki en iyi komedilerden biri olduğunu kanıtladı…

Çok uzun süre devam eden dizilerin zamanla yıprandıkları su götürmez bir gerçek. The Big Bang Theory de geçen yıl belki yeni imzaladıkları üç yıllık sözleşmenin rehavetiyle önceki sezonlarının altında kalmıştı. Fakat dizinin ünlü yapımcısı Chuck Lorre bu sezon dersine iyi çalışmış olacak ki dizi her yönden yeniden yükselişe geçti ve hemen hemen her bölümde büyük keyif veren bir sezon çıktı ortaya.

Leonard ve Penny’nin ilişkilerindeki yeni nokta aslında beklentinin aksine dizinin seyrine pek bir etki etmedi. Öte yandan Sheldon ve Amy ilişkisinde daha önceleri tahmin bile edemeyeceğimiz büyük aşamalar yaşandı. Sheldon’ın karakter değişimi biraz tuhaf gibi gelse de o süreçte yaşananlara baktığımızda makul görülebilir. Howard – Bernadette çiftini ise bebek heyecanı sardı, bu konunun dizideki konu zenginliğini arttırmada faydalı olacağı söylenebilir. Raj’ın Emily ile gel-gitli ilişkisi de sezonun içerisinde yer alan konulardandı. Bunun yanında dizi, bilim camiasına hitap eden bir dizi olduğunu da unutmadı ve ekibin bilimsel çalışmaları dizinin konusunu zenginleştirdi. Stewart Hawking başta olmak üzere çeşitli bilim insanları da sezon boyunca yine yer aldılar.

Dizinin dokuzuncu sezonunda pek çok iyi bölüm vardı ama bir bölüm vardı ki dizinin tüm sezonlarındaki en iyi bölümlerinden biriydi. Elbette Star Wars için özel hazırlanan 11. bölümden bahsediyorum. Tüm dünyada Star Wars: The Force Awakens fırtınasının estiği haftada yayınlanan bölüm tek kelimeyle harikaydı ve neredeyse her anında güldürmeyi başardı. Bunun yanı sıra Stephen Merchant’ın konuk olduğu bölümleri ve canlandırdığı karakteri de çok sevdim. Umarım bir an önce kendisini yeni diziyle aramızda görürüz. Christine Baranski’nin Leonard’ın annesi rolüyle dahil olduğu ve ilk kez Leonard’ın babasını gördüğümüz bölüm de sezonun enleri arasındaydı. Sezon finalinde yaşanan sürpriz gelişmenin dizinin geleceğine de etkisi merak konusu oldu. Anlaşılan gelecek sezon için dizimizin yeni bir konusu var.

Sizi bilmem ama ben The Big Bang Theory’yi izlerken hala çok büyük keyif alıyorum. Her haftasonu sabahı yüzümde yaşattığı 20 dakikalık gülümsemeyi değişebileceğim çok az şey var sanırım. Dokuzuncu sezonu geride bırakmamız artık yavaş yavaş finalin yaklaştığını gösteriyor ne yazık ki. Dizinin onuncu sezonu çoktan onaylanmıştı ama daha sonrası şüpheli gözüküyor. The Big Bang Theory hala Amerika’da açık ara en çok izlenen komedi dizisi, kanalının en çok izlenen dizisi ve toplamda da Empire’ın ardından en çok izlenen ulusal kanal dizisi. Ben şahsen dokuzuncu sezon ayarında olacak bir 3-4 sezona daha hayır demem…

The Big Bang Theory 9. Sezon

9.3

Puan

9.3/10

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.