Netflix, 2020’de o kadar çok uluslararası film yayınladı ki artık bu filmler takibi giderek zor bir hal aldı. Bu filmlerden bir tanesi de İtalyan yapımı Rose Island (L’incredibile storia dell’Isola delle Rose, Rose Adası’nın İnanılmaz Hikayesi) idi. Aralık başında sessiz sakin yayınlanan film, zaman içinde sık sık karşıma çıkmaya başlayınca ilgimi çekmeyi başardı…

1968 İtalya’sında bir kıyı kentindeyiz. Giorgio Rosa (Elio Germano), çılgın projeler peşinde koşan ve çokça kez başını derde sokan bir mühendistir. Kendi ürettiği arabasıyla gezen mühendisimizin en çılgın projesi ise uluslararası sularda bağımsız bir ada kurmak olacaktır. Yakın arkadaşı Maurizio (Leonardo Lidi) ile birlikte bu projeyi hayata geçirmek için çalışmaya başlarlar ve kısa sürede uluslararası bir mesele haline gelirler…

Rose Island, kurgusal bir film olsa absürt bulacağımız türden inanması zor bir gerçek hikayeyi konu alıyor, 1968 yılında kurulan Rose Adası Cumhuriyeti’nin kuruluşunu komedi yoluyla aktarıyor. Böylesine ilginç ve az bilinen bir olayı geniş kitlelere duyuruyor olması bile film için başlı başına büyük bir artı. Filmin konuyu ele alış şekli de bir hayli keyifli. İlk dakikalardan itibaren film, izleyiciyi yakalıyor ve yer yer temposu düşer gibi olsa da sonuna kadar ilgi çekiciliğini korumayı başarıyor. Konunun komediyle ele alınması anlaşılabilir ve genel olarak iyi işlemiş bir tercih olsa da insan “keşke bazı kısımlar biraz daha ciddiye alınsa” diye düşünmeden edemiyor… Filmde belki biraz ana karakteri hariç tutacak olursak karakter derinliklerinden söz etmek mümkün değil. Ana karakterin bile özgürlük arzusu yeterince iyi aktarılamıyor. Ayrıca iki saatlik uzun bir süreye rağmen adanın kuruluş aşaması çok oldu bittiye getiriliyor ve zorluklara hiç değinilmiyor. Oysa buradaki zorlukları izlemek ve sonra bunların aşıldığını görmek seyir zevkini ciddi şekilde arttırabilirmiş. Ayrıca filmin Avrupa Konseyi ile ilgili kısımları paralel kurguda ilerletme fikrini de çok sevdiğimi söyleyemem.

Filmin yönetmeni Sydney Sibilia, daha önce ülkesinde bir komedi üçlemesi yönetmiş ve onun dışındaki ilk filmi. Komedi kısmında yetenekli olduğunu bu filmde de gözlemlemek mümkün… Filmin başrol oyuncularının çoğunu bu yıl içerisinde başka işlerde de izlemiştik. Bad Tales‘te izlediğimiz Elio Germano’nun enerjisi yüksek performansı keyifliydi. Lessons of Love‘da karşımıza çıkan ve orada üst düzey performans sunan Leonardo Lidi’nin buradaki rolü oldukça azdı. Ve The Undoing dizisinde göz dolduran ve ana karakterimizin avukat kız arkadaşı rolünde izlediğimiz Matilda De Angelis burada da oldukça dikkat çekiciydi. Kendisinin kısa zamanda Hollywood’un gözde isimlerinden biri haline gelebileceğine yönelik düşüncelerim pekişti…

Uzun lafın kısası Rose Island, son derece ilginç bir konuyu eğlenceli şekilde sunan, izlemesi keyifli bir film. Bununla birlikte çok daha iyi olabilecekken pek çok kötü tercih nedeniyle bu fırsatlarını kaçırdığını da vurgulamak gerek. Yine de komedi gözüyle bakıp listenize dahil etmenizi öneririm…

Rose Island

7

Puan

7.0/10