İlk gösterimini 2019’daki Toronto Film Festivalinde yapan Gabriela Cowperthwaite yönetmenliğindeki Our Friend, uzun süredir izleyiciyle buluşacağı günü bekleyen filmlerden biriydi. İlk olarak “The Friend” adıyla anılan film nihayet 2021’nin ilk günlerinde 2020 film sezonunun bir parçası olarak izleyiciyle buluştu. Özellikle pek sevdiğim başrol oyuncuları nedeniyle filmi izleme listeme dahil etme kararını vermek hiç zor olmadı…
Nicole (Dakota Johnson) ve Matt (Casey Affleck) iki kız çocuğu sahibi genç bir çifttir. Sahne sanatçısı olan Nicole’ün gencecik yaşta kansere yakalanmasının ardından aile bir anda dev bir sarsıntı yaşar. Bu sırada Nicole’ün çok uzun süredir çok yakın arkadaşı olan ve sonrasında da Matt’in en iyi arkadaşına dönüşen Dane (Jason Segel) ailenin en büyük destekçisi olur…
Köklü erkek dergisi Esquire’de Matthew Teague tarafından yazılan bir makaleden yani tamamen gerçek bir hikayeden uyarlanan Our Friend, hayata dair samimi ve oldukça duygusal bir film. Ölüm döşeğindeki bir genç kadının hikayesinin sinema için yenilikçi bir konu olmadığı aşikar olsa da pek işlenmemiş türden bir dostluğa yer vermesi filmin ilgi çekiciliğini arttırmış. Tabii filmi asıl değerli kılan ise sıradan hikayesinin içerisine yerleştirdiği çok güzel küçük detaylar, çok güzel çekilmiş sahneler. Örneğin Dane’in filmin bütünüyle çok alakasız gözüken kamp çadırındaki bir sahnesi vardı ki belki de filmin en iyi sahnesiydi. Gözyaşı dilenciliği yapmadan onu elde etmeyi başaran filmlerden biri olması da değerli…
Our Friend’in en ilginç tercihi hikayeyi çok karmaşık bir zaman çizelgesiyle ele alması olmuş. Filmin henüz ilk sahnelerinden üzücü haberi alsak da sonrasında hikayenin en başına gidiyoruz ve sonrasında da birbirinden farklı zaman dilimlerine sık sık atlıyoruz. Yüksek ihtimalle düz bir zaman akışının filmi çok sıradanlaştıracağı düşünüldüğünden böyle bir yol izlenmiş ve aynı zamanda da izleyiciyi çok duygusallıkla çok boğmayıp farklı duygu geçişleri hedeflenmiş. Fakat bu tercihin çok iyi bir tercih olduğuna ikna olmuş değilim. Sık zaman geçişleri zaman zaman filmdeki temponun çok düşmesine sebep olmuş ve filmi çok savruk bir hale getirmiş…
Filmi izleme sebebim olan oyuncu kadrosunun filmin yakaladığı yüksek gerçeklikteki payı çok yüksekti. Jason Segel izlemeyi hep çok sevdiğim bir oyuncu. How I Met Your Mother’da yıllarca izlediğimiz performansının da etkisiyle olsa gerek oynadığı her filmde karakterlerini kolayca sevdirmeyi başarıyor. Burada ise alıştığımız performanslarının çoğunun aksine duygusal yönü ağır basan bir performans ve yine gayet iyi… Manchester by the Sea ile kısa süre önce Oscar’ını kazanan Casey Affleck de oyunculuk kariyerinin parlak dönemlerinden birini geçiriyor. Yine eforsuz gösterdiği sade, etkili bir performansla dikkat çekiyor… Filmin en iyi performansı ise Dakota Johnson’a ait. Yıllar önceki Ben and Kate dizisinden bu yana kendisine karşı olan hayranlığımı dile getirmekten bıkmadığım yıldız oyuncu, bu filmde şu ana kadarki en güçlü performansını sergiliyor. Daha büyük yönetmenlerle çalıştığını hak ettiğini gösteriyor…
Our Friend, benzerlerini çokça işlediğimiz türden bir dram filmi olsa da kaliteli oyunculukları, başarılı yönetmenliği ve içinde barındırdığı hoş detaylarla izlenmeyi hak eden, iyi bir film. Gerçek bir hikayeden esinlenmesi de filmin gücünü pekiştiriyor. Başarısız kurgusu ve gereğinden uzun tutulan süresi ise filmin daha da iyi olmasının önündeki en büyük engeller olarak dikkat çekiyor…
Our Friend
