Bu yıl Sundance Film Festivali benim açımdan en verimli yıllarından birini yaşadı sanırım. Ana akım filmleri hariç tutacak olursak nerede ilgi çekici, izlemeye ya da en azından şans vermeye değer bir yapım görsem arkasından Sundance çıkıyor. İşte o filmlerden biri de Jesse Peretz’in yönettiği ve Nick Hornby’nin romanından uyarlanan “Juliet, Naked” oldu…
Duncan Thomson (Chris O’Dowd) bir zamanlar müzik dünyasında kendine yer bulmuş fakat sonradan adını dahi kimselerin hatırlamayacağı bir şekilde ortalardan kaybolmuş bir rockçı olan Tucker Crowe’un (Ethan Hawke) tutkulu bir fanıdır. Duncan boş zamanlarını, Duncan’ın hayatı üzerine araştırmalar yaparak ve şarkılarına teoriler geliştirerek geçirir. İnternette bir hayran forumu vardır ve Tucker Crowe hakkında videolar hazırlar. İleri boyuta ulaşan bu fanlık Duncan’ın sevgilisi Annie (Rose Byrne) ile olan ilişkisini de zedelemeye başlar. Annie’nin yollarının Tucker ile kesişmesiyle birlikte ise olaylar giderek ilginçleşen hale gelmeye başlar…
“Juliet, Naked” konu itibariyle çok sevdiğim bir film oldu. Hayranlık beslenen kişilerin aslında nasıl tahmin edilenden çok daha farklı olabileceğini göstermesi şekli oldukça hoştu. Özgün senaryosu sayesinde çok ilgi çekici, eğlenceli sahneler filmde yer bulmuş. Tabii bu özgünlüğe karşın senaryonun bütünüyle çok güçlü olduğunu söylemek de pek kolay değil. Özellikle olayların en sonda bağlandığı noktayı yeterince tatmin edici bulmasam da genel anlamda izlerken keyif aldığım bir film oldu.
Filmin başrollerinde daha çok The IT Crowd dizisindeki rolüyle ün kazanan Chris O’Dowd ile komediye yakışan, izlemeyi sevdiğim oyunculardan Rose Byrne yer alıyor. Ethan Hawke da kariyerinin çarpıcı, ilgi çekici performanslarından birini ortaya koyuyor. Üç ismin de performanslarını keyifli bulduğumu söyleyebilirim.
“Juliet, Naked” iyi vakit geçirmelik, hafif bir şeyler izlemek isterseniz şans verebileceğiniz bir film. Çok iddialı olmayan, mütevazı, eğlenceli bir seyirlik…
Juliet, Naked
Yorum Yazın