Efsane dizi Breaking Bad’den bizlere yadigar kalan AMC dizisi Better Call Saul geçtiğimiz haftalarda ikinci sezonunu tamamladı. İlk sezonuyla sağlam bir temel kuran dizi ikinci sezonuyla ilk sezonun da biraz üstüne koyarak özellikle Breaking Bad sevenleri büyük ölçüde memnun etmeyi başardı.
Dizinin adı her ne kadar “Better Call Saul” olsa da ikinci sezon sonu itibariyle dizide henüz Saul’u görebilmiş değiliz. Breaking Bad’den tanıyıp, sevdiğimiz kurnaz avukat Saul dizide hala Jimmy adıyla yer almakta ve görünen o ki Saul olarak dönüşümünü tamamlaması için biraz daha zamana ihtiyacımız var. Jimmy’nin kendini bulma çalışmaları bu sezonda da devam etti. Sezon içerisinde Jimmy’nin eline düzenli bir hayat kurup yaşamını sürdürme şansı geçse de Jimmy kendi olma özgürlüğünü hiçbir şeye değişmeyeceğini gösterdi ve kendi bildiği gibi yoluna devam etti. Bu yolda şaşırtıcı destek ise Kim’den geldi. İlk sezon itibariyle kafamızdaki yeri tam oturmayan Kim karakteri bu sezon iyice şekillenmeye başladı. Öte yandan Jimmy’nin ağabeyi Chuck ile olan ilişkisi de sezonun ilgi çekici noktalarından birini oluşturdu ve özellikle sezon finalinde yaşananlar ikili arasındaki ilişkiyi farklı bir boyuta taşıyabilecek cinstendi.
Belki dizideki ana karakterimiz Saul yani Jimmy ama dizinin daha çok Breaking Bad kokan tarafını Mike temsil ediyor. Yine Breaking Bad’den tanıdığımız bir karakter olan Mike’ın dizi içerisindeki yeri bu sezon iyice arttı ve bölümlerin çoğunun neredeyse yarısına yakın kısımlarının Mike’a ayrıldığını gördük. Tabii bu durumun oldukça olumlu olduğunu söyleyebilirim. Breaking Bad kokan tarafı dedim zaten, bundan daha olumlu ne söylenebilir ki? Ayrıca Mike’ın hikayesindeki yan karakterler de ilgi çekiciydi. Sezon başında izlediğimiz futbol kartlarına düşkün, tuhaf arabalı acemi uyuşturucu satıcısını izlemek epey keyifliydi. Sezonun ikinci yarısında ise Breaking Bad’in az ama öz gözüken karakterlerinden Hector Salamanca’yı görmek güzeldi. İddialara bakılırsa yeni sezonda bu karakterler arasına Gus Fring’in eklenmesi söz konusu ki eğer iddialar doğruysa bunun diziye çok şey katacağı kesin.
Better Call Saul’da kadrodaki her oyuncu yıldızlaşmaya devam ediyor. İlk sezonda Emmy adayı olmayı başaran Bob Odenkirk ve Jonathan Banks bu sezon da pek çok bölümde çok iyiydiler. Bu yıl Emmy kazansalar kimsenin itiraz edeceğini sanmam. Fakat bu sezon geçen sezona göre performansı daha da yükselen bir isim vardı ki o da dizinin sevilmeyen karakteri Chuck’ı canlandıran Michael McKean. Tahminlerime göre kendisi bu kez ilk sezonda yapamadığını yapıp Emmy adaylığını kapabilir.
Dizinin bu sezonda da dikkat çeken yanlarından biri muhteşem teknik çekim başarısıydı. Yönetmenlik, görüntü yönetmenliği, kurgu hemen her şey mükemmeldi. Dizi belki her zaman çok olaya sahne olmuyor ve bazen epey durgun geçebiliyor ama çekim kalitesinin yüksekliği sayesinde ve replik kalitesinin sayesinde dizi her zaman kalitesini hissettiriyor.
Evet belki Better Call Saul, henüz bir Breaking Bad kalibresine ulaşmaktan çok uzakta ama şüphesiz ekranlardaki en kaliteli dramaların başında geliyor. Dizide henüz ikinci sezonu bıraktık ve eğer ki Breaking Bad gibi dizi sonradan açılmaya devam edecekse özellikle gelecek sezondan itibaren temponun yükseleceğini ön görebiliriz. Diziyi Breaking Bad izlemeyenlerin de izleyebileceğini ama özellikle Breaking Bad izleyenlerin kaçırmaması gerektiğini hatırlatalım…
Better Call Saul 2. Sezon
haklısın güzel bir dizi ama bir çok bölümü breaking bad le kıyaslanamayacak kadar durgun ve sıkıcı geçti?.. bende yeni başlayacaklara tavsiye ediyorum diziyi, ama bir breaking bad le kıyaslamadan izlemeleri lazım.. o zaman sorun çıkmayacaktır :)
hee bu arada o jelatinli abi keşke ölse üçüncü sezona kalmasa ne hoş olurdu :)