NBC’nin bol reytingli ve bol ödüllü dizisi This Is Us’ta beşinci sezon da geride kaldı. Gücünü hayatın içindeki en doğal unsurlardan alan ve aile kavramını derinlemesine işleyen dizinin beşinci sezonu da öncekileri aratmayacak şekilde başarılıydı…

Dizinin yeni sezonuna alışılageldik şekilde yine üç kardeşin doğum günü kutlamasıyla başladık. Fakat sezonun henüz ilk bölümünde vurgusunu hissettiğimiz iki temel unsur vardı. Birincisi pandeminin etkisi, ikincisi ise Amerika’yı derinden sarsan #BlackLivesMatters hareketi… This Is Us’ın bu sezon izlediğim diziler içerisinde pandemiyi dizinin akışına en iyi yerleştiren dizi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Doğallığı merkezine yerleştiren diziye de zaten bu yakışırdı. İlk bölümlerde pandeminin başında yaşadığımız şok halini bir de yıllardır izlediğimiz karakterlerin penceresinden görmek güzeldi. Tabii izleyicinin yaşamaktan bıktığı pandemi detaylarıyla çok boğmamaları da…

Yazının bundan sonraki kısmında karakterlerin bu sezon içerisinde yaşamış olduğu bazı olaylara değineceğim. Mümkün olduğunca tat kaçırıcı bilgi vermemeye çalışacak olsam da özellikle ilk 4 sezonu bitirmemiş kişilerin diziyi izledikten sonra okumaları tavsiye edilir.

Beşinci sezonda olay hikayesi en çok genişleyen karakter şüphesiz Kevin oldu. Bir önceki sezonun sonlarında Randall ile yaşadığı sorunlar, oyunculuk kariyerindeki önemli gelişmeler ve sürpriz bebek gelişmesi Kevin’ın hayatındaki önemli değişikliklerdi. Bu gelişmelerin detaylarını sezon boyunca izledik. Randall ile yaşanan problem anlık bir patlama gibi düşünülse de aslında ikisi için de yılların birikmişliğini taşıyan bir olaydı ve tamamen onlara ayrılan bir bölümle güzel bir şekilde neticelendirildiği söylenebilir… Öte yandan Kevin ve Madison’ın neredeyse bir zorunlulukla başlayan ilişkilerinin varacağı nokta da merak konusuydu. Doğrusu ben Kevin’ın bu sezon boyunca bir aile kurma çabasını çok değerli buldum, bu sezonun belki de en sevdiğim yanıydı. Sezonun en iyi bölümleri de doğum aksiyonu bölümleriydi. Özellikle dokuzuncu bölüm bağlandığı nokta itibarıyla dizinin belki de en sıra dışı bölümüydü. Çoğu zaman olumsuzluklarını izlemeye alıştığımız teknolojiye dair gördüğüm en iyi övgü bölümlerinden biriydi…

Kevin’ın hikayesinin artmasına bağlı olarak Randall’a ayrılan süre bu sezon biraz olsun azalmış oldu. Fakat karakterin her yönüyle ilgi çekiciliğini koruduğunu söylemek mümkün. Bu sezon Randall’ın en önemli gündemini kökenlerine dair şans eseri edindiği yeni bilgiler oluşturdu. Doğrusu bu yeni bilgileri doğallığı ön planda tutan bir dizi için fazla “film gibi” buldum… Öte yandan Randall’ın bu sezonki en yakın arkadaşı sürpriz şekilde Deja’nın erkek arkadaşı Malik oldu. İkilinin sahnelerinden epey keyif aldım. Buna karşın Randall’ın kendi öz kızlarıyla olan ilişkilerine hiç değinmemesi dizinin tuhaf bulduğum tercihlerinden biri. Tess’e cinsel kimliği üzerinden oluşturulmak istenen hikaye bir türlü oturmadı, Annie’nin ise varlığı da yokluğu da anlaşılmıyor…

Kate ve Toby cephesinde ise sezonun ilk yarısında ana gündem çiftimizin yeni evlat edinme çabalarıydı. İkinci kısımda ise bu çabanın yerini Toby’nin sürpriz şekilde işsiz kalması ve ardından yaşanan zorluklar oldu. Özellikle Toby’nin kendisini hissettiği sıkıntılı durumu izlemek ilgi çekiciydi. Fakat genel anlamda Kate’in hikayesinin sezonun en zayıfı olduğunu söylemek yanlış olmaz…

Önceki sezon hastalığı gündeme gelen Rebecca’yı bu sezon oldukça geri planda izledik. Hastalığının bile bahsi çok geçmedi. Öte yandan dizinin amcası Nicky bu sezona da gözüktüğü bölümlerde ciddi katkı sundu. Uzun süredir toplumdan uzak yaşayan karakterin çevresiyle uyumsuzluklarını izlemek ilgi çekiciydi ve çoğu zaman keyifliydi…

This Is Us’ın en başından beri en güçlü yanlarından biri şüphesiz geçmiş ve gelecek arasında muhteşem bir bağ kurmasıydı. Bu sezon da bu bağın çok iyi işlediği bölümler vardı. Fakat genel olarak dizinin geçmişteki sahnelerinin giderek ilgi çekiciliğinin azaldığını söylemek mümkün. Zaten Jack’in akıbetinin belli olmasıyla birlikte bu kısmın ilgi çekiciliği giderek düşmeye başlamıştı, fakat artık malzeme iyice tükenmeye başladı. Milo Ventimiglia ve oynadığı karakter çok sevildiği için hala çok ciddi yer ayrılsa da bence ilk sezonlar dizinin en ilgi çekici yanı olan geri dönüşler artık aksine çoğu zaman dizinin temposunu düşürüyor…

Her ne kadar hemen her yönden hala çok başarılı olsa da This Is Us için önümüzdeki sezon yani altıncı sezonda final kararı alındı. En başından beri diziyi çok seven biri olarak da doğrusu bu karara çok sevindim. Dizinin yüksek reytinglerinin hikayesinin sakız gibi uzatılmasına neden olmasından çok korkuyordum. Fakat en başından beri planlanan şekilde altı sezonla tadında bitirilecek olması mutluluk verici. Tabii Pearsonlar ile vedalaşmanın mutluluk verici olmayacağı, çok zorlu olacağı kesin…

This Is Us 5. Sezon

8.8

Puan

8.8/10