“Juno” ve “Up in the Air” filmleriyle birlikte genç yaşta pek çok Oscar’a aday olup sektörün önemli isimlerinden biri haline gelen Jason Reitman, aynı başarısını devam ettirmekte biraz zorlanıyor. Bu yıl iki iddialı filmle birden sahalara geri dönen Jason Reitman’ın daha iddiasız ve küçük kitleye hitap edecek gibi duran filmi Tully‘yi pek sevdikten sonra yönetmenin belki de ilk kez ödül avcısı konulara bulaştığı The Front Runner’ın ödül sezonunun iddialı filmlerinden biri olacağını düşünüyordum. Fakat, aksi şekilde film ödül sezonunun hayal kırıklıklarından birine dönüşerek Tully’nin gördüğü ilginin bile çok altında ilgi gördü. Yine de sevdiğim yönetmenlerden biri olan Jason Reitman’ın filmini es geçmek istemedim, fakat karşımda düşük beklentilerimi de karşılayamayan bir film buldum…
George H.W. Bush’un başkan seçildiği 1988 seçimlerinin hemen öncesindeyiz. O dönem senatör olan Gary Hart (Hugh Jackman) arkasına aldığı rüzgarla birlikte başkanlığa doğru koşuyor ve yarışta favori konumda. Fakat içine karıştığı yasak ilişki seçim kampanyasını bir anda alt üst ediyor…
The Front Runner’ın neden beklentileri karşılamaktan çok uzakta kalan zayıf bir film olduğunu anlatmak pek kolay değil. Çünkü filmde iyi giden neredeyse hiçbir şey yok. Ortada ilgi çekici olmaya müsait bir konu var. Fakat izleyiciyi konuya çekebilmek için öncelikle karakterle bir bağ oluşturması gerekiyor ki The Front Runner bunun için neredeyse hiç çabalamamış. Ana karakterimizin filmin başındaki ekran süresi bile yüksek sayılmaz, daha çok seçim kampanya ekibinin yaşadıklarını izliyoruz. Malum olayın yaşandığı kısım da geçiştiriliyor ve burada da karakterle bir bağ kuramıyoruz. Tabii sonrasında da bu bağ kuramadığımız karakterin yaşadıkları çok umrumuzda olmuyor. Sadece Gary Hart için değil dizideki neredeyse tüm karakterler için de benzer durum geçerli…
Yer yer ilgi çekici olup karakterlere bir nebze yaklaştığımız kısımlar mevcut ancak bahsettiğim sebeplerden ötürü bu çok yetersiz kalıyor ve sonuç olarak ortaya akıllarda yet etmeyecek, seyir zevki düşük bir politika filmi kalıyor. Hugh Jackman, Vera Farmiga, J.K. Simmons gibi yetenekli oyuncuların performans çabaları da karakterlerinin tek boyutluluğu nedeniyle filmi kurtarmaya yetmiyor. Ne yazık ki Jason Reitman’dan hiç beklemeyeceğimiz kadar sıradan bir film The Front Runner…
Yorum Yazın