İspanyol sinemasının son dönemdeki en önemli isimlerinden biri haline gelen Oriol Paulo, son olarak 2017’de The Invisible Guest (Contratiempo) ile o yılın en iyilerinden birine imzasını atmıştı. Bu filmin üzerine Oriol Paulo ile ilgili benim de beklentilerim bir hayli yükselmişti. Tanıdık yüzleriyle dikkat çeken kadrosu ve uluslararası alandaki Netflix ortaklığı da Mirage için beklentimi yükselten ek sebepler oldular…
Hikayemiz iki zaman diliminin tuhaf bir şekilde bir araya gelmesiyle ortaya çıkan bir koşuşturmayı konu alıyor. İlk olarak 1989 yılındayız. Nico (Julio Bohigas-Couto) evinde gitarıyla kendi performansını kayıt altına alan bir çocuk. Nico’nun karşı dairedeki bir olaya tanıklık etmesi kaderini değiştiriyor… Daha sonra günümüze geldiğimizde ise Vera (Adriana Ugarte) eşi David (Alvaro Morte) ile birlikte Nico’nun yıllar önce kaldığı eve gidiyorlar ve Nico’nun kaydını buluyorlar. Tam da bu esnada bir fırtına kopuyor ve yıldırım sonucunda zamanda kırılma yaşanıyor ve Vera, Nico’nun 25 yıl önceki küçük hali ile iletişim kuruyor…
Bugüne kadar polisiye filmleriyle tanıdığımız Oriol Paulo bu türden tamamen vazgeçmiş olmasa da Mirage ile alıştığımız türüne zaman yolculuğu temasını ekliyor. Bunu yaparken bu temanın başyapıtı Back to the Future ve yönetmeni Robert Zemeckis’e de selam göndermeyi ihmal etmiyor. Ne var ki filmin konusunu ilginç bulsam da bütün olarak filmi pek sevemedim. Film epey soğuk bir atmosferde başlıyor ve karışık ilerleyen kurgusunun da etkisiyle esas konuya girene kadar filmin içerisine girmekte zorlandım. Bahsettiğim kırılma anı da beni inandıramayınca filmin sonrasını ciddiye almakta zorlandım. Elbette, hikayenin ilgi çekiciliği belli anlarda filmin temposunu arttırıyor ancak The Invisible Guest gibi bir filmi izledikten sonra yönetmenin geri vites yapmasını şahsen üzücü buldum…
Filmin başrolünde Almodovar’ın Julieta‘sından tanıdığımız Adriana Ugarte yine iyi bir performansa imza atıyor. Ancak canlandırdığı karakteri pek sevemediğimi bunun da filme bağlanmamı zorlaştırdığını belirtmem gerek. La Casa de Papel ile bir anda büyük üne kavuşan Alvarto Morte de kadronun bir diğer önemli ismi durumunda. Fakat filmi onun için izlerseniz biraz hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz, çünkü karakterinin filmdeki etkinliği pek yüksek sayılmaz… Komiseri oynayan Chino Darin ismini de ilerleyen dönemde daha çok duyabilmemiz mümkün…
Uzun lafın kısası Mirage, benim yüksek beklentilerimi karşılayamasa da pek göremediğimiz çarpıcı konulu filmlerden biri. Siz de deneyerek kendi kararınızı verin derim. Öncelikle Oriol Paulo’nun yönetmiş olduğu ve daha iyi olduğuna inandığım diğer iki filmine de göz atmak isteyebilirsiniz…
Yorum Yazın