Kısa süre öncesine dek yerli sinemamızdan çıkan kaliteli, fakat bunun ülkemizdeki üzücü doğal sonucu olarak az sayıda salonda gösterilen filmleri izlemek için çoğu zaman uzun yıllar beklememiz gerekiyordu. Neyse ki dijital platformlarla birlikte bu süre epey kısaldı ve kaliteli yerli filmlere daha hızlı ve kolay şekilde erişebilir olduk. Bu platformlardan son dönemde en çok öne çıkanı Mubi’nin sunduğu şahane bir Selman Nacar ilk filmi “İki Şafak Arasında” da bu durumun iyi örnekleri arasındaki yerini aldı…

Kadir (Mücahit Koçak), Uşak’taki bir fabrika sahibinin küçük oğludur. Baba İbrahim (Ünal Silver), bir süre önce kendini işlerden bir adım geriye çekmeye başlamış ve fabrika yönetimini Kadir ve abisi Halil’e (Bedir Bedir) devretmiştir. Bununla birlikte genç Kadir’in fabrikadaki işlere hem ilgisi daha düşük seviyededir, hem de yönetimsel işlerdeki abisinin ağırlığı nettir… Kadir’in asıl gündemi ise içinde bulunduğu muhafazakar ortamda modern sayılabilecek bir ilişki yaşadığı Esma (Burcu Gölgedar) ile ilişkisidir. Kadir bir yandan ilişkiyi babasına nasıl açıklayacağına düşünürken diğer yandan akşam gerçekleşecek kız arkadaşın ailesiyle tanışma yemeğinin heyecanı içindedir. Fakat fabrikadaki işçilerden birinin geçirdiği iş kazası bir anda Kadir’in önceliklerini değiştirir ve Kadir, kendini kazazedenin eşi ve kendi ailesi arasındaki ara buluculuk görevinde bulur…

İş kazaları ne yazık ki ülkemizde de sıklıkla gündeme gelen evrensel bir problem. Bu tip konuları işleyen yapımlarda da didaktikliği fazla abartmak çok olası. İki Şafak Arasında, olaylara fabrika sahibinin tarafından bakarak izleyicinin konuyu farklı bir açıdan düşünmesini sağlıyor. Hatta buradan Asghar Farhadi filmlerini andıran bir ahlaki ikilem yaratıyor. Film ilerleyip olaylar açılmaya başladıkça da yönetmenin bu konudaki duruşu giderek netleşmeye başlıyor ve gerçekçiliğin de gücüyle bittiğinde etkisi yüksek bir film kalıyor geride…

Adı üzerinde iki şafak arasındaki kısa bir zaman diliminde geçen filmimiz, kısa zaman dilimine karşın olay yoğunluğu bir hayli yüksek bir film. Yönetmenin filmdeki tüm sahneleri uzun plan sekanslar halinde çekme tercihinin de etkisiyle filmde izleyicinin kendisini bir tanık olarak hissetmesi oldukça kolay. Özellikle ana karakterimizin kolay bağ kurulabilen bir karakter oluşu ve fabrikadaki işleyişle ilgili bilgi düzeyinin düşüklüğü de bu tanıklık hissinin kuvvetlenmesini sağlıyor…

Oyunculukların da oldukça başarılı olduğu filmde, çoğunluğu tanınmamış oyunculardan kurulu kadrodan oldukça iyi verim alınmış. Başroldeki Mücahit Koçak’ın performansı sevilebilir ve kolay empati kurulabilir cinstendi. İşçinin eşi rolündeki Nezaket Erden ve avukat rolündeki Erdem Şenocak yan kadronun en çok öne çıkanlarındandı ki iki oyuncunun da Altın Portakal ödülü kazanmış olması tesadüf değil…

İki Şafak Arasında, kapitalist sistemin çarklarının dönüş sürecinde yaşananlarla ilgili güçlü bir film. Muhafazakar aile yapısının kusurlarını sermesi yönüyle de başarılı… Finalsizliği biraz eleştirilebilir olsa da genel anlamda güçlü bir senaryoya sahip bir film. Henüz ilk filminden teknik açıdan sağlam, hemen her yönüyle çok oturaklı bir film çıkarmayı başaran Selman Nacar artık çok yakından takip etmemiz gereken bir yönetmen. Bu yıl mutlaka izlenmesini önerdiğim yerli filmlerden…

İki Şafak Arasında

8

Puan

8.0/10