Yıllardır Amerika’nın önemli problemlerinden biri olan ırkçılığın etkileri Hollywood’da da giderek daha fazla görülmeye devam ediyor. Günah büyük olunca onu temizlemesi de uzun sürüyor tabii ve özellikle birkaç yıldır Hollywood’da siyahilerin ağırlıklı olduğu filmler giderek artıyor. Eleştirmenlerin ırkçı damgası yeme korkusundan ırkçılık karşıtı her filmi övmek zorunda hissetmesi sonucunda ise her yıl gereğinden fazla abartılan bir takım filmlerle karşı karşıya kalıyoruz. Bu filmlerden bir tanesi de en ünlü siyahi yönetmenlerden biri olan Spike Lee’nin son yıllardaki en popüler filmi olmayı başaran ve ilk gösterimini bu yılki Cannes’da yapıp orada Hollywood etkisi ağırlıklı jüriden jüri özel ödülü kazanan BlacKkKlansman…

Ron Stallworth (John David Washington), Amerika’da ırkçılık savaşlarının yaşandığı yıllarda Colorado Springs’te göreve başlayan genç ve siyahi bir polis memurudur. Ron’un ilk önemli görevi ise o yıllarda gizli bir beyaz ırkçıları örgütü olan ve saf beyaz, Hıristiyan Amerikan ırkını kutsallaştıran Ku Klux Klan’ın içerisine sızmaktır. Telefon konuşmalarıyla bir beyaz gibi davranan Ron, kısa sürede KKK içerisine sızmayı başarır. Yüz yüze görüşmelerde ise beyaz bir Yahudi olan Flip (Adam Driver), Ron gibi davranır…

BlacKkKlansman, gerçek olduğuna inanmanın güç olduğu bir gerçek hikayeden uyarlanan ilgi çekici bir konuya sahip. Fakat filmin kendisinin aynı derecede ilgi çekici olduğunu söylemek kolay değil. Filmin ilgiyi üzerinde tutmayı başardığı anlar mevcut olsa da olayların tekrar eden hal alması, sürenin gereğinden fazla bol kullanılması ve en önemlisi ırkçılık mesajlarının fazla göze batırılması bir süre sonra ilgiyi kaybetmeye neden oluyor.

Filmin başrolünde Denzel Washington’ın oğlu kontenjanından ünlü olan John David Washington yer alıyor ve kabul etmek gerekir ki gayet başarılı bir performans ortaya koyuyor. Ona eşlik eden Adam Driver da gayet başarılı ama kariyerinin en iyi performansı olduğunu iddia etmek zor. Hatta ben Norveçli Jasper Paakkönen’in performansını daha çok sevdim. Laura Harrier, Topher Grace, Alec Baldwin ve Steve Buscemi’nin kardeşi olan Michael Buscemi de varlığıyla filmde dikkat çeken isimlerdendiler.

Belki Oscar yarışçılarından biri olarak görülmeyip yılın küçük filmlerinden biri olsaydı BlacKkKlansman’a daha az negatif bakabilirdim ama bu haliyle BlacKkKlansman, yılın en abartılan filmlerinden biri durumunda. İlgi çekici konusunu yeterince iyi değerlendiremeyen ve ilk yarısı ikinci yarısından daha iyi bir film…

BlacKkKlansman

5.5

Puan

5.5/10

1 Yorum

  1. Da 5 Bloods (2020) - izleryazar

    […] biri de özellikle renkli kişiliğinin de katkısıyla çok sevilen Spike Lee. Bir önceki filmi BlacKkKlansman sayesinde ünlü yönetmen, hem Oscar konusundaki şanssızlığını yenmiş hem de yıllardır […]

    Yanıtla

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.