Belgesel kanalı olarak tanınan Amerikan kanalı History, iki yıl önce sürpriz bir ilke imza atarak dizi sektörüne girmeye karar verdi. Kanalın ilk orijinal dizisi yani bizim bildiğimiz anlamdaki senaryolu, kurgu içeren dizisi Vikings oldu. Vikinglerin en önemli dönemini anlatan dizi kısa sürede büyük ilgi gördü ve tüm dünyada ses getirdi. Ülkemizde de bir hayli popüler olan dizi, geçtiğimiz hafta 10 bölümlük üçüncü sezonunu da geride bıraktı. (Yazının yayın tarihi itibariyle geçtiğimiz hafta dediğim hafta geçeli üç ay oldu. O dönemki aşırı yoğunluğum nedeniyle yazının son düzenlemeleri ve yayınlanması bugüne kadar sarktı. Yazının neden sezon bittikten aylar sonra geldiğini kısaca belirtmiş oldum.)

Vikings ile benim ilk tanışmam aslında dizi başlar başlamaz oldu. Her ne kadar vikinglere özel bir ilgim bulunmasa da diziyi ilgi çekici buldum ve ilk bölümden takibe aldım. Yalnız ilk sezonunda diziyi çok da sevdiğimi söyleyemem. Her ne kadar iyi oyunculuklar ve vikinglerin ilginç yaşam tarzları izlemeye değer olsa da dizide bir basitlik, olmamışlık vardı. Bunu da aslında kanalın bu işlerde acemi olmasına bağladım. Tabii çok fazla beğenmemiş olsam da dizideki potansiyelin farkına vardığım için devam etme kararı aldım. İkinci sezonun daha ilk bölümünden de bu kararımın doğruluğunu gördüm. Vikings, ikinci sezon ile hemen her yönden ciddi bir atağa kalktı ve bizlere çok sayıda üst düzey bölüm izletti. Geride bıraktığımız üçüncü sezonda ise Vikings, maalesef yeniden bir adım geri gitti bana göre. İlk sezona göre hala daha iyiydi tabii ama sezon içerisindeki bazı bölümler epey zayıf kaldı ve şahsen bana ikinci sezonu epey arattı.

Travis Fimmel'ın dizideki muazzam performansı ekranların hakettiği değeri görmeyen performanslarından biri...

Vikings’te hikaye Travis Fimmel’ın canlandırdığı büyük viking lideri Ragnar Lothbrok ve ailesi etrafında gelişiyor. İlk sezondan itibaren Ragnar’ın hem kendi yükselişini hem de vikingleri yaptığı fetihlerle güçlendirişini izliyoruz. Savaşlarda inanılmaz güçlü olan vikinglerin yaptığı savaşları, fetihleri izliyoruz dizide ama bunun yanı sıra Ragnar’ın ailevi hayatı da hikayede baya önemli yer kaplıyor. Yani vikinglerin günlük yaşantılarına  ve özellikle dini inanışlarına yönelik de pek çok şeyi dizi içerisinde görüyoruz. Doğrusu benim için çoğunluğun aksine savaş kısımlarından ziyade günlük yaşantıda gelişen olaylar çok daha cezbedici durumda. Belki de ondandır ki ikinci sezon diğerleri içinde benim açımdan daha öne çıkan bir sezon oldu.

Ragnar için üçüncü sezon bir hayli zorlu bir sezon oldu. Yakın dostu, rahip dostu Athelstan ile ilgili gelişmeler Ragnar’ı derinden etkiledi. Aynı zamanda bu gelişmeler Ragnar’ın Hristiyanlığa da yakın gibi gözüken bir konumda durmasına neden oldu. Tabii bu durum inançlarına, tanrılarına sıkıca bağlı olan vikingler tarafından hiç hoş karşılanmadı ve özellikle Ragnar’ın en yakın yardımcılarından Floki tarafından Ragnar’ın liderliği sık sık sorgulanır hale geldi. Ragnar’dan bahsedip Ragnar’ı canlandıran Travis Fimmel’dan bahsetmemek tabii ki olmaz. Ekranların hak ettiği değeri göremeyen (ödül anlamında) oyuncularından olduğuna inandığım Travis Fimmel gerçekten Ragnar’ı yaşarcasına oynuyor ve onun renkli performansı dizinin seyir zevkini doğrudan etkiliyor.

İlk sezondan bu yana Ragnar’ın en yakın dostu olarak bildiğimiz, hafif kafadan çatlak olan dizinin renkli karakterlerinin başında gelen Floki izleyicinin genel olarak sevdiği bir karakter. Benim de öyleydi ama özellikle bu sezon bu durum tamamen ters yönde dönmeye başladı. Floki, tanrılarına olan bağlılığını Ragnar’a olan bağlılığına tercih etme noktasına gelince özellikle Athelstan’a karşı düşmanca bir tavır sergilemeye başladı. Floki ve Ragnar’ın ilişkisinin bundan sonraki sezonlarda ne şekilde devam edeceğini de merak ediyorum doğrusu.

Dizinin en sevilen kadın karakteri ise sanırım Lagertha. Ragnar’ın eski eşi olan Lagertha bu sezon Kral Ecberth ile bir flört süreci geçirdi. Tabii gerçek bir savaşçı viking olan Lagertha’nın Ragnar ile olan ortaklığı da devam etti ve sık sık birlikte hareket ettiler. İtiraf etmek gerekirse Lagertha’yı dizinin çoğu fanatiğinin bayıldığı kadar çok sevmiyorum. Özellikle Ecberth ile olan kısımları kendi adıma konuşacak olursam sezonun en sıkıcı kısımlarını oluşturdu.

İlk sezonda küçük bir çocuk olan Bjorn artık babasının en büyük destekçilerinden...

Ragnar’ın her daim gölgesinde kalan Rollo ile Ragnar’ın bu sezon içerisinde ilişkileri gayet iyiydi. Vikingler arasında yeniden eski konumuna gelmeye başlayan Rollo, aslında sezon içerisinde çok da diziyi etki edecek bir konumda değildi. Fakat sezon sonundaki Rollo ile ilgili gelişme dördüncü sezonla ilgili kilit rol oynayacak gelişmelerden bir tanesi olacak gibi.

Daha dizinin en başından bu yana Ragnar’ın yanından ayrılmayan rahip Athelstan bu sezon yasak bir aşkın içerisine girdi. Ecberth’in gelini Judith ile olan yasak aşkı sezonun bence ilgi çekici gelişmelerinden biriydi. Athelstan’ın dizinin başından beri sevdiğim karakterlerden biri olması da bunda önemli etken tabii. Fakat Athelstan ile ilgili asıl gelişme sezonun ikinci yarısında oldu ve bu gelişme sezonun gidişatında önemli rol oynadı…

Vikings, zaman akış hızı açısından oldukça hızlı bir dizi. Dizinin ilk sezonunda küçük bir çocuk olan Bjorn artık genç bir savaşçı. Çocuğunun annesi olan Porunn da aslında kaynanası Lagertha’nın yolunda ilerleyen savaşçı bir kadın. Fakat Porunn’un bir savaşta güçsüz düşmesi Bjorn’un da zorlu bir sezon geçirmesine neden oldu. Yine de Bjorn artık sorunlar karşısında giderek güçlenen konumda ve babası Ragnar’ın izinden gitmeye yakın.

Vikings’te hakkında konuşabileceğimiz daha bir sürü karakter var. Yalnız karakterlerin hepsinin de hikayeleri bir hayli sınırlı ve pek bir derinlikleri yok. Bu da karakter zenginliğinin diziye konu zenginliği olarak yansımasını engelliyor. Yine de zaman zaman her karakter diziye katkıda bulunabiliyor. Örneğin; Ragnar’ın yeni eşi Aslaug, Floki’nin eşi Helga ve Rollo’nun eşi (ya da sevgilisi çok emin değilim) Siggy sezonun ilk bölümlerinde üçü birden bir adamı rüyalarında gördüler ve daha sonra o gizemli adamla dizide karşılaştılar. Diziye mistik bir yön katan bu sahneler sezonun en akılda kalıcı kısımları arasındaydı. Yine dizide az süre alan kahinimizin olduğu kısımlar da zaman zaman diziye renk kattı…

Özetle Vikings, üçüncü sezonunda ikinci sezona göre biraz gerilese de ekranda sayısı artmaya başlayan tarihi diziler arasında öne çıkan bir yapım. Evet belki en sevdiğim diziler arasına alacak kadar sevdiğimi söyleyemem ama vikinglerin yaşamı gerçekten ilgi çekici ve zaten dizinin de az bölümlü, kısa süreli bir dizi olduğu düşünülürse izlemeye değer bir yapım. Bu arada dizi dördüncü sezon onayını da çoktan aldı, yani gelecek sezon bir aksilik olmazsa dördüncü sezon yorumumda yine buluşacağız…

Vikings 3. Sezon

7

Puan

7.0/10

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.