Game of Thrones bittiğinden beri her hafta yeni bölümünün merakla beklendiği ve ertesi günkü gündemi belirleyen bir dizinin varlığından söz etmek zor. Özellikle Netflix’in öncülük ettiği tüm bölümleri bir anda yayınlama politikası dizilerin heyecan yaratan bu özelliğini büyük ölçüde tarihe gömdü. Buna karşın HBO bu gidişata karşı direnmeye devam eden önemli kurumlardan biri ve Succession da bu heyecanı biraz olsun hatırlatan en önemli kozları haline geldi. Özellikle dizinin ikinci sezonundaki heyecan verici final, pek çok kişi için üçüncü sezonun bitmesini beklemeden sezona hemen başlamayı gerektiriyordu. Ben de yıllar sonra ilk kez bir diziyi haftalık olarak takip etmiş şekilde buldum kendimi ve işte o sezonu geçtiğimiz haftaki sezon finaliyle geride bıraktık…

Amerika’daki medya devi Waystar’ın patronu Logan Roy’un (Brian Cox) ve çocuklarının taht rekabetlerini konu alan Succession, ilk iki sezonuyla izleyicilere adeta modern bir Game of Thrones sunmuştu. İkinci sezon finalindeki büyük gelişme ise artık savaşın taraflarını netleştirmiş, bununla da birlikte şirketi çok zor durumda bırakmıştı…

Yeni sezona da aslında önceki sezonlarda pek çok kez tanıklık ettiğimiz aile içi seçim konularıyla başladık. Her ne kadar biraz önce tarafları net bir savaştan bahsetsem de taraflardan birinin kendi içinde de çeşitli gruplaşmalar içerdiğini görmemiz bizi hiç şaşırtmadı. Fakat dizinin pozisyon için birini seçme olaylarının iyice tekrara düşmesine rağmen her seferinde yeniden heyecan yaratabilme becerisini kutlamak gerek…

Her ne kadar Succession’ın ilk iki sezonunu oldukça başarılı bulsam da dizinin yer yer çok sıkıcılaştığını düşünüyordum ki üçüncü sezonda da bu durum devam etti. Özellikle sezonun orta bölümlerinde dizinin temposu çok düştü. İlgi çekici kısımlar bir hayli kısıtlı kaldı. Bunda Tom (Matthew Macfadyen) ve Greg (Nicholas Braun) karakterleri üzerinden oluşturulmaya çalışılan yan hikayelerin pek işlememesi, Logan’ın bir ara tamamen ortalardan kaybolup hikayeye ağırlığını koymaktan çekilmesi önemli etkenlerdi…

Hiçbir karakterini sevmenin kolay olmadığı, en az nefret ettiğinizi seçmeniz gereken Succession, üçüncü sezon finaliyle ise bir kez daha sağlam bir ters köşe yaparak yepyeni bir gidişat kazandı. Biraz fazla aceleye gelen yanları olsa da sezonun en heyecan verici bölümü kesinlikle son bölümdü ve bir sonraki sezonu da heyecanla bekleme sebebini yaratmış oldu…

Son Emmy ödüllerinde “en iyi drama dizisi” dahil 7 ödülü kazanmayı başaran Succession, şüphesiz ekranların en kaliteli yapımlarından bir tanesi. Oyunculuklar, mekan ve kostüm seçimleri, görüntü yönetmenliği bu sezon da dört dörtlüktü… Sevmesi zor olsalar da her biri ayrı karakteristik özellikler taşıyan karakterleriyle zengin yaşamını ve devasa şirketlerin arka planında dönen gelişmeleri dokuz bölümlük üçüncü sezonuyla da çarpıcı şekilde aktarmaya devam etti. Onayını çoktan aldığı dördüncü sezonunu da şimdiden merakla bekliyoruz…

Succession 3. Sezon

8.3

Puan

8.3/10