80’li yıllarda Driving Miss Daisy, Tender Mercies gibi filmlere imza atan yönetmen Bruce Beresford’un o yıllarda yakalamış olduğu başarı pek uzun soluklu olmadı. Özellikle en iyi film dahil 4 Oscar kazanan Driving Miss Daisy ile büyük beğeni toplayan (her ne kadar kendisi yönetmenlik dalında aday olamasa da) yönetmen bu filmden sonra hızla kariyerinde düşüşe geçti ve eski başarısını yakalayamadı. Yıllar sonra Bruce Beresford’un adından yeniden söz etmemizi sağlayan film ise Driving Miss Daisy ile benzer tonlarda bir film olan Mr. Church oldu. Her ne kadar eleştirmenler filmi sert şekilde eleştirseler de yönetmen, bu filmiyle yeniden izleyicinin damarına dokunmayı başardı…

Annesi kanser hastası olan küçük Charlie  bir sabah uyandığında evlerine yeni bir aşçının yani Mr. Church’ün geldiğini fark ediyor. Başta Mr. Church’ten nefret etse de zamanla birbirlerine alışıyorlar ve annesinin zor günlerinde Mr. Church ailenin en büyük destekçisi oluyor…

Mr. Church, bilindik bir hikayeyi bir kez daha anlatıyor. Bunu yaparken yer yer duygulandırıp yer yer eğlendirse de filmin üzerindeki basitlik, özensizlik gözlerden kaçmıyor.

Uzun bir aradan sonra, 4 yıl sonra yeniden oyunculuğa dönen Eddie Murphy filmin başrolünde hiç fena iş çıkarmamış. Son dönemin dikkat çeken gençlerinden Britt Robertson da güzelliğiyle filme renk katan unsurlardan olmuş.

Özetle Mr. Church, üzerinde çok fazla konuşulacak nitelikte bir film değil. İçinde güzel duygular barındırıyor ama özensiz ve aynısından çokça bulunabilecek nitelikte bir film. Ailece izlenebilecek türden bir film olsa da kaçırılmaması gereken türden bir film değil…

Mr. Church

5.5

Puan

5.5/10

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.