izleryazar olarak yazmaya başladıktan sonraki yaklaşık on yıllık süreçteki en filmsiz günlerimi geçirirken dizilerde ise sezonu kapamadan önce eski ritmimi yakalamaya başladım. Muhtemelen önümüzdeki ay film günlükleri de başlayacak, fakat öncesinde dizi günlüklerini bu aya özel iki parçaya böldüm. Ardından da 9. izleryazar Dizi Ödülleri gelecek… Şimdi, ilk olarak bu ay izlediğim/tamamladığım dizi sezonlarının ilk kısmına dair kısa yorumlar…


Ted Lasso – 3. Sezon

Apple TV+’ın bol ödüllü komedisi, sürpriz sayılabilecek bir şekilde üçüncü sezonuyla ekranlara vedasını etti. Üçüncü sezonu izledikten sonra bu kararın ne kadar isabetli olduğu net şekilde meydana çıktı. Belli ki senaristler kafalarındaki pek çok şeyi ilk iki sezonda tüketmişler ve üçüncü sezona vasat fikirleri kalmış. Dizinin kadın ana karakterlerinin ilgi çekicilikten uzak yan hikayeleri bir yana dizinin merkezindeki Ted karakterinin yan hikayeleri bile çok zayıftı. Neyse ki futbolla ilgili konular hala az çok ilgi çekiciydi ve özellikle son bölümlerde dizi yeniden ciddi bir tırmanışa geçerek kendisine yakışan şekilde güzel bir finalle noktaladı. Her ne kadar son sezonu açık ara en zayıf sezonu olsa da şüphesiz izlemeye değer, benzerine kolay kolay rastlanmayacak türden bir diziydi Ted Lasso…

Ted Lasso 3. Sezon
7.6

Var Bunlar – 2. Sezon

Bein Connect’in isim değiştirmesiyle doğan TOD’da sessiz sedasız yayına başlayan Var Bunlar, arka arkaya yayınladığı iki sezonuyla küçük de olsa kendine bir kitle oluşturmayı başardı. Gibi’nin izinden giden bir formata sahip komedi dizisi, birbirinden tuhaf özelliklere sahip iki arkadaşın başından geçen ve sıradanlıkla absürtlüğü kesiştiren olayları konu alıyor. Dizinin pek çok bölümüne ünlü konuklar da renk katıyor. İlk başta ana karakterleri itici bulduğum için yeterince sevmekte zorlansam da ikinci sezonda diziye gittikçe ısındım. Pek çok orijinal fikri barındıran sezondaki özellikle “Clara’nın Laneti” bölümünü bir ayrı sevdiğimi de not düşmem lazım. Yeni nesil komedi işlerini sevenlerine mutlaka tavsiye edilir…

Var Bunlar 2. Sezon
8.0

The Marvelous Mrs. Maisel – 5. Sezon

Amazon Prime Video’nun orijinal dizileriyle ender uyuşmalarımızdan biri olan The Marvelous Mrs. Maisel’da yolun sonu geldi. Gelgitli bir ilişkimiz olan dizinin son sezonu, ne yazık ki en az sevdiğim sezonu oldu. Özellikle yan karakterlere ilgi çekici konular sunulamaması bunda temel etkendi. Amy Sherman-Pallodino’nun aşırı yüksek tempolu komedisi yer yer yine eğlendirdi ama final bölümü dışında yetersiz bir eğlenceydi bu. Final bölümüne ise herhangi bir sözüm yok, diziye yakışan şahane bir finaldi… (Benzer yorumu pek çok dizi için yaptım bu sezon ama hepsi için de durum gerçekten bu şekildeydi. Keşke güzel final sezonlarını taçlandıran şahane finaller izleseydim bol bol ama böylesi de güzel teselli.) Umarım ekrana çok yakıştırdığım Rachel Brosnahan, seyir zevkime uygun yapımlarda karşıma çıkmayı sürdürür. Sherman-Palladino’nun bol konuşmalı eğlenceli tarzını arşa çıkaracağı yeni bir komediyle dönmesi de bir diğer temennim…

The Marvelous Mrs. Maisel 5. Sezon
7.2

Love & Death – 1. Sezon

Drama dizileriyle aramın çok kötü olduğu bir dönemde istisna oluşturmayı başaran örnek, HBO Max’ten geldi. Elizabeth Olsen, Jesse Plemons, Krysten Ritter gibi sevdiğim oyuncuları buluşturmasıyla şans vermeye ikna eden dizi, beklediğimin çok üzerinde çıktı. İlk bölümlerinde klasik bir yasak ilişki hikayesi gibi başlayan dizinin kısa sürede geldiği nokta inanılmazdı. Bu şekilde başlayan bir dizinin hukuk ile ilgili izlediğim en iyi dizilerden birine dönüşeceğini ön görmek bir hayli zordu. Başrol oyuncusu Elizabeth Olsen’in bunca yıldır Marvel işlerinde boşa harcandığını gösteren olağanüstü performansı ve Jesse Plemons’un çok kaliteli oyunu da bu başarıdaki önemli katkı sahiplerindendi…

Love & Death 1. Sezon
8.4

Gibi – 4. Sezon

Exxen’in sık sezon politikası sonucu kısa sürede Gibi’de dördüncü sezonu da geride bıraktık. Üçüncü sezonuyla düşüşe geçen dizinin bu düşüşü neyse ki pek kısa sürdü. Belki yeni bir “Erasmusla Gelen Yamyam” ya da “Vücutçu Yalvaç” yoktu bu sezon ama neredeyse tüm bölümler dengeli şekilde güzeldi. Elbette birkaç favorim de vardı sezon içerisinde. Sezonun açılış bölümü “Övgü” ve kapanış bölümü “M.Ö. 2998-2997 Eğitim Öğretim Yılı” dizinin en iyi bölümleri arasında anılabilecek seviyede iyilerdi. Dizinin tarihi bölümlerine o kadar da bayılmayan benim için bile bu kez durum değişti. “Kafa Nakli”, “165”, “Defter” çok beğendiğim, bol güldüğüm diğer bölümlerdendi. Umarım bu seviyede pek çok sezon izlemeye devam ederiz. Yeter ki çok sezon üretme telaşı kaliteden ödün verme sonucunu doğurmasın…

Gibi 4. Sezon
8.5