Son yılların en çok abartılan bağımsız filmlerinden Booksmart ile büyük sükse yapan Olivia Wilde, yönetmen koltuğundaki ikinci filmi “Don’t Worry Darling” ile yılın en çok beklenti yaratan gişe filmlerinden birine imza attı. Filmin çıkmasına aylar varken senaryosunun çok iyi olduğuna dair söylentiler, oldukça başarılı gözüken fragmanla beklentiler epey yükselmişti. Fakat Venedik Film Festivali’ndeki galayla birlikte filmle ilgili her şey tepetaklak oldu. Filmle ilgili skandalların arka arkaya patlak vermesi bir yana eleştirmenler de filmi yerin dibine soktular. Bu durumda filmdeki skandalların payının yüksek olduğunu tahmin ederek filmi yine de izlemek istedim ve bu tahminimdeki kısmı haklılığımı görmüş oldum…

1950’li yıllarda işe gitmenin erkeklere özgü olduğu, kadınların eve mahkum oldukları izole bir toplulukta geçiyor hikayemiz. İlk etapta ne olduğunu tam anlamadığımız Victory (Zafer) Projesi, üyelerine belli sınırlara uyma karşılığında mutlu bir yaşam vaat ediyor. Herkes bu projeden son derece mutlu gözükse de ana karakterimiz Alice’in (Florence Pugh) yakın arkadaşlarından Margaret (KiKi Layne) önemli bir istisna oluşturur. Psikolojisi bozuk görüntüdeki bu genç kadının söylemleri Alice’i de etkiler ve Alice, çevresinde olup biten her şeyi sorgulamaya başlar…

Don’t Worry Darling, gerçek anlamda çok yüksek potansiyel taşıyan bir hikayeye sahip. Vizyoner bir yönetmenin ellerinde bu hikaye önemli bir başyapıta dönüşebilirmiş. Fakat Olivia Wilde gibi acemi ve ne anlatmak istediğini bilmeyen bir yönetmenin elinde bu büyük potansiyel heba olmuş. Filmin derinlik katılmaya müsait hiçbir şeyinden yararlanılamamış. Bununla birlikte ne gizem ne de aksiyon unsurları istenilen düzeyde etki yaratamamış…

Son dönemin parlayan yıldızı Florence Pugh, başrolde gösterdiği üst düzey performansla yönetmenin beceriksizliklerini kayda değer ölçüde örtmeyi başarmış. Ona eşlik eden Harry Styles, Chris Pine, Olivia Wilde gibi isimler ise Pugh’un performansına yeterince ayak uyduramamışlar… Filmin prodüksiyon ve sinematografi anlamında da hiç fena olmadığını not düşmek gerek…

Her ne kadar bolca olumsuzluk bildirmiş gibi olsam da Don’t Worry Darling’in kötü bir film olduğunu düşünmüyorum. Sadece çok çok iyi olabileceği bir potansiyeline karşın ortalamanın az üstü olmakla yetindiği için insan ister istemez bu potansiyelin neden kaçtığıyla ilgili taraflara odaklanıyor. Muhtemelen bu filmdeki skandallarından sonra Olivia Wilde’ın yönetmenlik kariyeri ciddi sekteye uğrayacak. Bu durumu sinema dünyası için bir kayıp olarak değil de net bir kazanç olarak değerlendirmek mümkün. Bakalım filmin çekim sürecinde ve sonrasında yaşananlar kaç yıl sonra karşımıza bir dizi veya film olarak çıkacak?

Don't Worry Darling

6.5

Puan

6.5/10