Moonlight ile bana göre tarihin en hak edilmemiş Oscar en iyi film ödüllerinden birini kazanan Barry Jenkins, iki yıllık aranın ardından 70’li yıllarda yayınlanıp ilgi görmüş James Baldwin romanı “If Beale Street Could Talk” uyarlamasıyla geri döndü. Her ne kadar Moonlight’ı çok sevemeyenlerden olsam da yeni filmle ilgili oldukça umutluydum ancak karşımda sadece yönetmenin adı sayesinde varlığını hissettiren son derece vasat bir film buldum…
Tish (KiKi Layne) ve Fonny (Stephan James) çocukluktan bu yana birbirlerini çok iyi tanıyan iki aşıktır. Bir tecavüz suçlaması sonucu Fonny, hapse düşer ve tam da bu sıralar Tish hamile olduğunu öğrenir. Hem Tish’in hem de ailesinin Fonny’ye güvenleri tamdır ve suçsuzluğunu ispatlamanın peşine düşerler…
If Beale Street Could Talk, fazlasıyla romantizm etkisi altında kalmış bir film. Fakat bunu doğru bir şekilde yaptığı söylenemez. Birdenbire kendimizi inanılmaz büyük bir aşkın içinde buluyoruz ama karakterleri tanımıyoruz, nasıl tanıştıkları, birbirlerini için neden bu kadar önemli olduklarını bilmiyoruz. Film, paralel kurguda karakterlerin geçmişine dair bir şeyler işlemeye çalışıyor ancak ilk başta o samimiyeti yakalayamadıkları için her şey fazlasıyla samimiyetsiz hissettiriyor. Anlatıcının çok fazla devreye girmesi de bu durumun etkisini olumsuz yönde arttırıyor…
Filmin en iyi, belki de tek iyi yanı Moonlight’ın da besteciliğini yapan Nicholas Britell’in imzasını taşıyan Oscar adayı olan müzikleri. Film, ilgi çekici olmaktan ne kadar uzaksa müzikler bir o kadar ilgi çekici. Tabii tek başına bunun filmi izlemeye değer kıldığını söylemek imkansız. Regina King’in Oscar alma ihtimali çok yüksek gözüken performansının da göklere çıkarılacak herhangi bir yanını göremedim. Bu yılki yarış zayıf olsa bile bence adaylığı dahi hak etmeyen, sadece başarılı olarak nitelendirmenin yeterli olacağı bir performans…
Anlayacağınız If Beale Street Could Talk, yılın hayal kırıklıklarından biri. Benim çok sevmediğim Moonlight’ın bile çok altında olan niteliksiz bir film. Eğer ki filmi Oscar ödüllü Barry Jenkins değil de sıradan bir yönetmen yönetseydi muhtemelen birkaç festival dolaşıp tozlu raflarda yerini alacak bir film olacaktı…
Yorum Yazın