Son dönemde dört bir yandan karşımıza çıkmaya başlayan Regina King, oyunculukta topladığı ödüllerin ardından gözünü yönetmenliğe dikti. Yönetmen olarak imzasını attığı ilk film olan One Night in Miami, ilk gösterimini yaptığı Venedik Film Festivali’nden itibaren büyük övgüler alarak kısa sürede ödül sezonunun en iddialı filmlerinden birine dönüştü. Nihayet bu hafta içerisinde de Amazon Prime Video aracılığıyla tüm dünyada izleyiciyle buluştu…

1964 yılının ilk aylarında Miami’deyiz. O zamanlar henüz müslüman olmamış ve Cassius Clay adını taşıyan efsane boksör Muhammed Ali (Eli Goree), büyük bir zafer kazanarak dünya şampiyonu olmuştur. Şampiyonluk kutlaması için ise farklı alanlarda Amerika’daki siyahiler için dört çok önemli isim bir araya gelmiştir. Müslüman kanaat önderi Malcolm X (Kingsley Ben-Adir), ünlü müzisyen Sam Cooke (Leslie Odom Jr.), efsanevi Amerikan futbolu oyuncusu Jim Brown (Aldis Hodge) ve de tabii ki Muhammed Ali. Bu kutlama gecesi dörtlünün hayatlarında çok büyük değişikliklerin başlangıcına dönüşecektir…

1960’lı yıllar şüphesiz Amerikalılar için çok kritik öneme sahip, pek çok iç ve dış sorunla uğraşılan yıllar. Özellikle de Amerikan siyahi harekatının en önemli yılları. Senarist Kemp Powers da işte o yıllarda Amerika’daki etkinliği çok yüksek siyahileri kurgusal bir gecede bir araya getirmek gibi pek rastlanmayan türden bir fikri hayata geçirmiş. İlk olarak tiyatro oyunu olarak sahnelenen senaryo, sonrasında yine Kemp Powers’ın ellerinde Regina King’in ilk sinema filmine dönüşmüş…

Tiyatro oyunlarının sinemaya aktarılmasının çok kolay bir iş olmadığını sezonun bir başka ödül rekabetçisi Ma Rainey’s Black Bottom‘da görmüştük. Hiç film gibi hissettirmemesi nedeniyle sevemediğim filmin aksine One Night in Miami gerçekten normal bir sinema filmi gibi hissetirmeyi başarabilmiş. Burada yönetmen Regina King’in payı elbette çok yüksek. Filme, filmin çoğunluğunun geçeceği tek mekanda başlanmaması, zaman zaman karakterlerin dış mekanlara çıkması, şehir manzaralı terasta vakit geçirilmesi ve flashback kullanımı bu sonucu doğuran doğru seçimler arasında…

Her ne kadar filmin film gibi hissettirmesi önemli bir başarı olsa da elbette filmi tek başına iyi yapmak için yeterli değil. Filmin girişinin farklı mekanda olmasını övdüm ama aynı zamanda izleyicinin filmle bağ kurmasını zorlaştıran bir girişti bu. Apar topar bir şeyler oluyormuş ve yakalamanız gerekiyor da yakalayamıyormuşsunuz gibi hissettiren bir açılıştı. Madem Muhammed Ali’nin şampiyonluk maçından görüntüler kullanılacaktı, bu çok daha etkin kullanılabilirdi. Sonrasında diyalog şovu başladığında da filmin içerisine girmem zaman aldı. Filmin ortalarında işin içine gerilim sokan bir kısımla birlikte filmin benim için ilgi çekiciliği arttı ve sonrasındaki diyalogları büyük ölçüde ilgiyle izledim. Yine de film hakkında neden bu kadar yaygara koparıldığını çok anlayabildiğimi söyleyemem. Elbette bu isimler Amerikalılar için çok daha fazla önem taşıyan isimler. Özellikle de bu isimlerden ikisinin bu olayın hemen ardından korkunç şekillerde öldürüleceği gerçeği fazlaca üzücü ve özellikle siyahi Amerikalıların olaya duygusal yaklaşmaları çok normal ama yine de tüm bunlar filmin fazlasıyla abartıldığını düşünmeme engel olmadı…

Filmin oyuncu kadrosundaki herkes işini iyi yapıyor ama öyle çizgi dışı bir performanstan söz etmek zor. Ben en çok Kingsley Ben-Adir’i beğendim, sade ve etkili bir performanstı. Buna karşın Oscar için aday olmayı, hatta aday adayları arasında anılmayı hak ettiğini düşünmüyorum. Leslie Odom Jr.’un performansının neden beğenildiği ve neden Oscar favorisi olarak görüldüğü hakkında fikrim yok. Eğer gerçekten Oscar kazanırsa son yılların en hak etmeyen kazananlarından biri olmuş olacak… Bu arada The Sopranos’tan Michael Imperioli’yi yıllar sonra kayda değer bir yapımda kısa süreli de olsa görmenin mutlu ettiğini not düşmeliyim…

Uzun lafın kısası One Night in Miami, başarılı bulduğum yanlarına karşın bütün olarak beni abartıldığı kadar etkileyen bir iş olmadı. Bana göre ortalama bir seyir zevki sunan, bazı etkileyici an ve diyaloglara sahip, fakat ödüllere aday olacak kadar bir numarası olmayan bir film…

One Night in Miami

6

Puan

6.0/10