Son yıllarda üst üste çıkardığı Oscar avcısı filmlerle gündemde olan yönetmenlerden biri olan Jean-Marc Vallée, özellikle oyuncularına Oscar ve Oscar adaylığı kazandırmasıyla dikkat çekmişti. Dallas Buyers Club’da Michael McConaughey ve Jared Leto Oscar kazanırken Wild’da ise Reese Witherspoon ve Laura Dern Oscar adayı olmayı başarmıştı. Hal böyle olunca filmleri merakla beklenen yönetmenler arasına girmişti Jean-Marc Vallée. Fakat geçen yıl çıkmasını beklediğimiz ama bu yıla sarkan Demolition, ilk festival gösterimlerinden itibaren ortalama yorumlar alarak eleştirmenlerin pek hoşlanmadığı bir film oldu. Hatta aslında filmin bu yıla sarkması da bu nedenle gerçekleşti. Oysa izledikten sonra gördüm ki Demolition eleştirmenlerin epey haksızlık ettiği oldukça iyi bir film olmuş. Belki yönetmenin önceki filmleri gibi Oscar yemi değil ama bence yönetmenin izlediğim filmleri arasında yani son üç filmi arasında en iyisi.
Demolition, eşi Julia’yı trajik bir olay sonucu kaybeden bir adam olan Davis’in yaşadıklarını konu alıyor. James, eşi sayesinde sahip olduğu iş sayesinde epey zengin biridir. Eşinin ölümü sonrasında ise epey tuhaf bir yolla gizemli ve güzel bir kadınla tanışıyor… Film, ilgi çekici bir yolla zorunluluktan yaşanan hayatlara göz atmamızı sağlıyor ve bizi bu konuda düşündürüyor…
Demolition, en başından itibaren izleyici bağlayan, çoğu zaman oldukça sürükleyici bir şekilde ilerleyen başarılı bir film. Her ne kadar ana konusu çok fazla şey vaat etmese de iyi yazılmış senaryosu filmi ilgi çekici kılmaya yetiyor. Bir de bunun üzerine Jean-Marc Vallée’nin gerçekten başarılı olan yönetmenliği de eklenince Demolition seyir zevki yüksek, başarılı bir film haline geliyor. Doğrusu daha çok tek düze bir şekilde film yöneten ve oyunculukların performansına odaklanan Jean-Marc Vallée’den bu kadar başarılı bir yönetim beklemezdim. Yönetmenlik anlamında da en iyi işine imza attığına inanıyorum.
Son yıllarda pek çok üst düzey filmde yer alarak özellikle Oscar radarına sık sık girmeye başlayan Jake Gyllenhaal bu filmde de iyi oynamış ama ödüllere oynayacak kadar iddialı bir durumu olmadığını belirtmek gerek. Sevdiğim, başarılı bulduğum bir isim olmasına rağmen yeterince iyi roller alamadığını düşündüğüm Naomi Watts yine üst düzey bir performans göstererek filmin en iyisi olmuş. Karen’ın oğlunu oynayan küçük oyuncu Judah Lewis’in Jake Gyllenhaal ile olan sahneleri ise filmin en keyifli yanlarından birini oluşturdu. Julia’yı oynayan Heather Lind birkaç yerde küçük rollerde karşıma çıkan bir isimdi ve ne yazık ki burada da çok fazla süre alamamış, umarım daha iyi yerlerde karşımıza çıkabilir. Julia’nın babasını oynayan Chris Cooper da filmin kadrosunda yer alan bir diğer oyuncu.
Uzun lafın kısası Demolition eleştirmenlerin haksızlık ettikleri filmlerden birisi. İyi senaryo, iyi yönetmenlik, üst düzey oyunculuklar… Belki tamamen kusursuz değil ama bana kalırsa yılın ilk kısmının izlemeden geçilmemesi gereken başarılı filmlerinden biri. Vallée’nin en iyi işinin en az değer gören işi olması ise üzücü.
Yorum Yazın