Call Me by Your Name ile büyük sükse yapan İtalyan yönetmen Luca Guadagnino, sonrasındaki ilginç proje seçimlerine devam ediyor. Camille DeAngelis’in aynı isimli kitabından uyarlanan Bones and All, şüphesiz yılın en tuhaf projelerinden biri…

Maren (Taylor Russell), 1980’li yıllarda babasıyla birlikte yaşayan ve sıradan olmaktan çok uzak bir genç kızdır. Maren’ın sıra dışılığını dışa vurmaya başlamasıyla birlikte babası genç kızı terk eder ve Maren’ın kendi başının çaresine bakması gerekir… Bu sıralarda kendiyle benzer özellikler taşıyan kişileri de keşfetmeyi başlayan Maren’ın en büyük destekçisi kendi yaşlarındaki Lee (Timothée Chalamet) olur…

Bones and All, hakkında ne kadar az şey bilirseniz o kadar çok zevk alabileceğiniz bir garip yolculuk filmi. Esas konusunu bilmemeniz avantaj olsa da çok aykırı noktalarda gezen bir film olduğunu ve her bünyeye uygun olmayan bir yapım olduğunu da not düşmekte fayda var… Filmin esas konusundan bihaber şekilde başladığım bu filmde gördüklerim karşısında şoka uğradım. Normalde kolayca nefret edeceğim tarzda aykırılıklar taşımasına karşın filmi ilgiyle takip etmemde yönetmen Luca Guadagnino’nun payı çok büyük. Fakat yönetmenin asıl büyüklüğü bu kadar ünlü oyuncuları böyle bir senaryoda oynamaya ikna etmiş olması…

Üst düzey sinematografi ve teknik işçiliğe sahip filmdeki öne çıkan noktalardan biri de oyunculuk performansları… Başroldeki Taylor Russell, sıra dışı karakterini o kadar doğal şekilde oynamış ki filmin tuhaflıklarını bir nebze inandırıcı kılmış… Timothée Chalamet yine sevilebilir olmaktan uzak bir performans göstermiş. Karakterinin de filme katkısı zayıftı… Michael Stuhlbarg kısacık rolünde dikkat çekerken filmin en değerli performansını açık ara bir şekilde Mark Rylance sergilemiş. Eksantrik karakterini şahane oynayarak filmin hem ciddiyetine hem seyir zevkine katkı sunmuş. Eğer film, Akademi’nin daha çok sevebileceği türden bir film olsaydı Oscar adaylığı cepte olurdu…

Bones and All, izlerken hem nefret ettiğim hem de hayran kaldığım çok ilginç bir deneyim yaşattı. Nefret etmenin çok kolay olduğu filmdeki sevilebilir taraflar, Luca Guadagnino’nun doğrudan etkisini taşıyor… Süresini çok uzun bulduğum, romantik kısmını çok güçsüz ve sonuç kısmını epey yetersiz bulduğum filmde bu yönlerin bir tık daha iyi olması filmi daha üst seviyeye çıkarabilirmiş, olmamış…

Bones and All

6.5

Puan

6.5/10