FX’in 2005’ten bu yana devam eden rekortmen dizisi It’s Always Sunny in Philadelphia 15. sezonuyla geri döndü. Özellikle son dönemde oyuncularının başka işlere de dağılmasıyla sezonları seyrekleşmeye başlayan dizi, bu kez iki yılı aşkın bir aranın ardından karşımıza sekiz yeni bölümüyle çıktı…
Philadelphia’da bar işleten beş kafadarın eğlenceli maceralarını ele alan dizinin yeni sezonuna aradan geçen yılları özetleyen oldukça eğlenceli bir giriş bölümüyle başladık. Özellikle Trump dönemiyle ve Covid-19 etkisiyle Amerika’daki cehaletin boyutu her zamankinden de net gözüken bir hal almıştı. Amerika’nın eğitim ve gelir düzeyi düşük kesimini temsil eden karakterleri üzerinden çoğu zaman bu kesimi eleştiren dizi için bu kaçırılmaz fırsattı. Bu giriş bölümü de bu tablonun eğlenceli bir değerlendirmesi olmuş…
It’s Always Sunny in Philadelphia’nın en önemli özelliklerinden biri hemen her sezonunun her biri birbirinden çok alakasız ve bambaşka dünyalardaki bölümlere sahip oluşu. Bu durum bazen çok iyi bölümler izlerken bazen ise katlanması zor bölümler izlememize neden oluyordu. 15. sezonda ise bu durumda ilk kez bu kadar bariz bir değişiklik olmuş. Sezonun ortasında İrlanda barı işleten karakterlerimiz tatil amaçlı olarak İrlanda’ya gidiyorlar ve sezonun sonuna kadar da buradaki maceralarını izlemeye devam ediyoruz. Karakterlerimiz burada kökenlerine dair sürpriz gelişmelerle karşılıyorlar, bazıları ise beklenmedik farklı sürprizlerle… Özellikle de son sezonlarda kendi kimliğini bulma konusunu abartan Mac (Rob McElhenney) burada da kendisine çeşitli yeni kimlikler bulmaya başlıyor…
Dizinin bu sezon uyguladığı İrlanda konseptini çok iyi bir fikir olarak gördüm. İlerleyen yılların artık diziyi konu anlamında sıkıntıya düşürdüğü gerçek, bu nedenle de farklı bir ülkede birkaç bölüm geçirme fikri çok iyiydi. Özellikle İrlanda’yı ve İrlanda kültürünü ilgi çekici bulan biri olarak da bu konseptten keyif aldım… Her şeyin nihayetlendiği sezon finali bölümünün de ilk bölümle birlikte sezonun en iyi iki bölümünden biri olduğunu belirtmeliyim…
Tarihin en çok sezona sahip animasyon dışı dizi unvanını alan It’s Always Sunny in Philadelphia, uzun bir süre daha aramızda olmaya devam edecek gibi gözüküyor. Şimdiden 18. sezon onayını dahi alan dizinin 20’şer dakikalık 8-10 bölümle zaman zaman karşımıza çıkıp biraz güldürmeye devam edişine elbette ki herhangi bir itirazım yok…