Zamanın ne kadar hızlı geçtiğini anlamanın postmodern göstergelerinden biri de izlediğimiz dizilerin yeni sezonlarının bir anda karşımızda belirmesi… Henüz epey yakın zamanda başlamış gibi hissettiren Dead to Me’nin ilk sezonunun üzerinden koca bir yıl geçmiş olması ve ikinci sezonun karşımıza çıkması bana bunu düşündürdü…
Eşini şok edici bir şekilde kaybeden iki çocuk annesi Jen (Christina Applegate) ve ölüm sonrası destek grubunda tanıştığı Judy (Linda Cardellini) arasındaki sıra dışı dostluğu ele alan dizi, ilk sezonunun sonunda rotasını polisiyeye doğru çevirmişti. Bu sezon da bu yeni doğrultuda devam etti. Sezon boyunca dizinin polisiye tarafı konu anlamında hep ön plandaydı. Fakat ciddiyeti yüksek bir polisiyeden de bahsetmiyorum… Dizinin ilk sezonunda dramatik tarafının komedi tarafına kadar daha yoğun olduğunu düşünmüş ve hatta kendi ödüllerimde diziye drama kategorilerinde yer vermiştim. İkinci sezonda ise bu durum tersine döndü. İkinci sezonla birlikte dizinin sürükleyici unsuru komedi olarak değişti. Elbette sulu bir komediden de bahsetmiyorum ama kendini ciddiye almayan bir polisiye ve bunun üzerinden oluşan komik durumlarla eğlenceli bir iş haline geldi dizi…
Dizinin ikinci sezonundaki bu yeni rotasının her izleyici için tatmin edici olmayabileceğinin farkındayım. İzlediği dizilerde gerçekçilik isteyen, daha doğrusu hata yapmayan zeki karakterler isteyen izleyiciler muhtemelen sezonun ilk birkaç bölümünden diziden soğumaya başlayacaklardır. Fakat benim gibi karakterleri sevdiyseniz, dizinin replik kalitesini seviyorsanız ve arka planda da ilgi çekici bir konu dönsün istiyorsanız muhtemelen ikinci sezonu ilkinden bile daha çok seveceksiniz. En azından benim için öyle oldu, dizinin ikinci sezonunu ilkine göre biraz daha fazla sevdim…
Dead to Me’yi izlenilir kılan şeylerin başında başrol oyuncularının güçlü performansları geliyor. Hem Christina Applegate hem de Linda Cardellini bu sezon da harikalar. Ben özellikle Linda Cardellini’nin karakterini izlerken yine çok eğlendim, Freaks and Geeks’ten yıllar sonrasında kendisinin ilgi çekici bir rolünü yakalamış olmaktan da son derece hoşnutum. Bu iki oyuncu dışındaki karakterlerin ise diziye çok da mühim katkıları olduğunu söylemek zor. Belki Jen’in büyük oğlu Charlie’nin (Sam McCarthy) ve Judy’nin iş yerinde tanıştığı arkadaşı Michelle’in (Natalie Morales) sağladığı katkılardan söz edilebilir…
Tıpkı ilk sezonu gibi yaklaşık yarım saatlik on bölümden oluşan Dead to Me, Netflix’in şu günlerdeki en popüler dizilerinin başında geliyor. Hem konu hem gördüğü ilgi karşısında üçüncü sezon onayının gelmesine kesin gözle bakabiliriz ki buna herhangi bir itirazım yok…