The Office, Parks and Recreation ve Brooklyn Nine-Nine gibi 2000’li yıllara damgasını vuran pek çok komedi dizisine imza atan Michael Schur’un televizyon dünyasına kazandırdığı son önemli dizi olan The Good Place için veda vakti geldi. Eski parlak günlerinden uzakta olan Amerikan ulusal kanallarından çıkan belki de son önemli dizilerden biri olarak anılacak The Good Place, Netflix’in uluslararası dağıtıcılığının da katkısıyla adını geniş kitlelere duyurmaya başarmıştı. Ve doğru bir kararla zirvedeyken, geçtiğimiz hafta sona eren dördüncü sezonuyla ekran macerasını noktaladı…
Bugüne dek yapılmış en başarılı ölümden sonra yaşam komedisi olan The Good Place, kısıtlı gözüken konusunu öyle güzel yönetti ki bundan sonra özgün fikirle yola çıkacak diziler için de iyi bir rehber oldu. Malum genelde çoğu dizi özgün bir fikirle yola çıkıp ilk sezonun sonunda bu fikri tamamen tüketmiş oluyor… The Good Place’te bu hiç olmadı, tam tükeniyor denilen yerde hep yeni bir yaratıcı fikir devreye sokmayı başardılar. Bu açıdan başta Michael Schur olmak üzere dizinin tüm senarist kadrosu ciddi takdiri hak ediyor…
İlk sezondan bu yana sürekli yükseliş grafiğinde olan The Good Place, üçüncü sezonuyla zirvesini görmüştü. Dördüncü sezon ise doğrusunu isterseniz önceki sezonların biraz gerisinde başladı. Yine yaratıcılık ürünü sahneler mevcut olsa da bu sezon için üretilen konu beni çok tatmin etmedi. Fakat sezon ortasından itibaren olaylar giderek ilgi çekicileşmeye başladı ve sezon sonuna doğru dizi kendi sezon zirvesini görmüş oldu. Bir hayli duygusal olan final de yaratıcı, anlamlı ve akılda kalıcıydı. Yani dizi kendine yakışan bir şekilde finalini yapmayı başardı…
Kristen Bell ve Ted Danson daha önceden takip ettiğim oyuncular değillerdi. Fakat ikisini de bu dizi sayesinde çok sevdim. Kristen Bell’in performansı diziyi daha kolay sevmeyi ve yıllarca ilgiyle takip etmeyi kolaylaştırdı. Ted Danson da giderek yükselttiği performansıyla ekranların izlemesi en keyifli şeytanını canlandırdı… Janet rolündeki D’Arcy Carden de unutulmayacak, çok farklı bir performansa imza attı. Önceki sezonlardaki gibi bu sezon da diziye konuk olan Maya Rudolph televizyon fanatiği yargıç rolüyle yine çok eğlendirdi. Lisa Kudrow ve Nick Offerman gibi ünlü isimler de konuk oyuncu olarak diziye renk kattılar…
The Good Place, televizyonun başına gelmiş en özgün işlerden biri oldu ve düzgün bir şekilde finalini de yaparak bu başarısını taçlandırmış oldu. Sadece yaratıcılığıyla hayran bırakmakla kalmayıp insan olmaya dair çok fazla söz söyledi, günümüzdeki insanlığı eleştirmenin yanında pozitif mesajlar aktarmayı da ihmal etmedi. Bunları hep pastel renklerin arasında, çok naif şekilde ve kolaylıkla sevilebilir karakterlerinin eşliğinde yaptı. Unutulmayacaksın The Good Place…