Yüksek hızlı internetin henüz yaygınlaşmadığı yıllarda pek çoğumuzun akşamlarının temel eğlence kaynağı olan televizyonların en görkemli olduğu geceleriydi yılbaşı geceleri. Her kanalda birbirinden iddialı eğlence programları sıralanır, en sevdiğimiz komedi dizileri ünlülerle dolu özel yılbaşı bölümleriyle karşımıza çıkardı. Bu bolluk içerisinde dahi yılbaşı geceleri beni en çok heyecanlandıran şeylerdendi Gülse Birsel’in kaleminden çıkan Avrupa Yakası yılbaşı özel bölümleri… Artık televizyonun -en azından eğitimli genç kitle için- tamamen ölmek üzere olduğu bir dönemde Disney+ aracılığıyla Gülse Birsel kaleminden yeni bir yılbaşı filmi izleme düşüncesi oldukça cazipti. Ne yazık ki eski şaşalı günlerinden uzak olan sadece yılbaşı ekranı değilmiş, Gülse Birsel’in kalemi de benzer durumdaymış…
Pandemi günlerinde yılbaşı günü yaklaşmaktadır. Pandemide akıl sağlığını kaybetmemek için epey çaba harcayan Didem (Şebnem Bozoklu), yılbaşı gecesinde büyük bir parti vermek için hazırlıklarını tamamlamak üzeredir. Fakat son dakika şokuyla sokağa çıkma yasağı ilan edilir ve parti planları suya düşer. Ozan (Fatih Artman), eşi Didem’in hayal kırıklığını hafifletmek için hemen kolları sıvar ve site içindeki birbirinden çok farklı kişileri bir araya toplar…
Yılbaşı Gecesi’nin en büyük hatası artık demode olmuş ve milletin adını bile anmak istemediği pandemiyi, sokağa çıkma yasaklarını yılbaşı eğlencesi olarak hatırlatmaya çalışması olmuş. Daha filme başlarken yanlış yılın yılbaşı filmini izliyormuş hissine kapılmak rahatsız ediciydi. Haliyle pandemi üzerinden yapılan esprilerin tümü de son derece bayat hissettirdi… Filmin toplumsal sınıflar üzerinden yapmaya çalıştığı çıkarımlar da kör göze parmak şeklinde ve daha önemlisi komik olmaktan çok uzaktı…
Filmle ilgili en büyük endişem zengin oyuncu kadrosuydu. Çünkü bu kadar çok fazla karakterin olduğu ve her karakterin ön planda olduğu filmler genelde derinlikten uzak, fazlasıyla yüzeysel karakterlere sahip olurlar. Bu korkum da ne yazık ki gerçek oldu. Filmdeki hemen hemen tüm karakterler son derece abartılı ve sevilebilir olmaktan çok uzak karakterlerdi. Aslında Gülse Birsel’in son dönem dizilerinde de düştüğü temel hata buydu. Aile Arasında ile hatalarından ders çıkarıp doğru yola dönmeye başladığını düşünmüştük ama maalesef tek filmlik yanılsamaya kapılmışız…
Filmin zengin oyuncu kadrosunda ciddi bir “kim daha kötü oynayabilir” yarışması dönmüş. Bu noktada kazanan bana kalırsa Boran Kuzum olmuş. Gülse Birsel’in oyuncu olarak yer aldığı bir filmde ender görülen bir başarısızlık hikayesi olmuş bu durum. Gülse Birsel, Büşra Pekin ikincilikte beraberlik elde etmişler… Kadronun nispeten daha az kötüleri Fatih Artman, Cengiz Bozkurt ve Serkan Keskin idi. Filmde az da olsa eğlendiğim tüm sahnelerde Cengiz Bozkurt etkisi vardı. Alina Boz da güzelliğiyle filmin çekilebilir olmasına katkı sunmaya çalışmış. Çok kötü yazılmış karakter ve hikayesine rağmen…
İzleyicinin iki buçuk saate yakın bir süresini talep eden Yılbaşı Gecesi, ne yazık ki Gülse Birsel’e yakışmayacak çok zayıf bir film. Sadece Gülse Birsel’in değil yönetmen koltuğunda oturan Ozan Açıktan’ın da kariyerinin en zayıf halkası olmuş. Aynı ikilinin birkaç yıl önce Aile Arasında gibi bir şahesere imza attığına inanmak çok zor. Umarım Gülse Birsel, hatalarından ders çıkarır ve bir sonraki işiyle yüzümüzü yeniden güldürmeyi başarır…