İzlemekte aceleci davranmayıp ilk sezonunu ikinci sezonunun hemen öncesinde tamamladığım Netflix dizisi Ozark’ın ikinci sezonunu da yayınından aylar sonra izleyebildim. Yazının bu kadar gecikmesinden de anlayacağınız üzere Ozark’ın sıkı hayranlarından biri sayılmam. Büyük potansiyel taşıyan konusuna, iyi yazılmış karakterlerine karşın bunu değerlendiremeyen bir ilk sezonun ardından ikinci sezon da ilkinden pek de farkı olmayan bir şekilde karşımızda…
Ozark, bir uyuşturucu kartelinin para aklama işlerine bulaşan muhasebeci Martin Byrde (Jason Bateman) ve ailesinin Ozarks adlı küçük bir kasabada para aklama mücadelelerini konu alıyor. Dizinin ikinci sezonunda para aklama işi için planlanan kumarhane açılışı ana konumuzu oluşturdu. Özellikle olayın politik tarafının önemi nedeniyle dizi bu sezonda politik sulara daha fazla yelken açtı. Tabii bu süreçte ailenin giderek daha fazla suç dünyasının içerisine düşmesi aile içinde pek çok yeni problemi de beraberinde getirdi… Öte yandan suçlu bir aileden gelen ve Ozarks’ta Marty’nin baş yardımcısı olan genç Ruth (Julia Garner) bu sezon babasıyla daha çok uğraşmak zorunda kaldı ve Ruth’un yaşadığı karakter değişimi dizinin belki de en ilgi çekici yanını oluşturmaya devam etti…
Ozark, konu itibariyle gerçekten çok güçlü ve kendi türünde belki de Breaking Bad döneminden beri görmediğimiz derece güçlü bir yapım. Fakat bunu işleyiş şeklini bir türlü tam anlamıyla sevmeyi başaramadım. Dizinin olay yoğunluğu yüksek olmasına karşın temponun bir türlü beklenen seviyeye gelmemesi ve bitmek bilmeyen aşırı kasvetli atmosferi bunun temel sebebi durumunda. 10 bölümden oluşan dizinin her bölümünde sürenin 60 dakika civarında olması da diziyi izlemesi zor bir hale getiriyor. Fakat karakterleri sevdirmeyi başardığı için, karakter gelişimlerini çok iyi verdiği için ve olaylar oldukça ilgi çekici olduğu için olumsuzluklarına karşın diziden vazgeçemiyorsunuz…
Ozark’ın en güçlü yanlarından biri şüphesiz oyuncu kadrosunun başarısı. Dizideki neredeyse tüm karakterler çok büyük oynayarak rollerinin hakkını veriyorlar. Daha çok komedide başarılı bir oyuncu olarak bilinse de Jason Bateman bu diziyle birlikte dramadaki gücünü de kanıtlamış oldu ve Emmy adaylığı dahil aldığı pek çok prestijli adaylıklar bunun göstergesi. Ona eşlik eden Laura Linney’nin performansı da şahane ve özellikle güçlü kadın portresi çizen karakterinin bu sezon gittikçe öne çıkması onun performans alanını genişletmiş. Fakat Julia Garner’ın performansı için ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Bu diziyle birlikte adını geniş kitlelere duyurmaya başlayan genç oyuncunun performansı özellikle ikinci sezonda mükemmel. Tek başına diziyi izlenilebilir kılmaya yetecek bir karakter olma yolunda ilerliyor Ruth Langmore…
Üçüncü sezon onayını almakta zorlanmayan ve hem izleyiciden hem de ödül çevrelerinde en çok ilgi gören Netflix dizilerinden biri olan Ozark, gerçekten türünün kaliteli işlerinden biri. Keşke potansiyeline uygun şekilde seyir zevki de daha yüksek olabilse…
Yorum Yazın