The Fault in Our Stars ve Paper Towns gibi iki ünlü gençlik romanıyla ve onların sinemaya uyarlamalarıyla ün kazanan John Green’in yazarlık serüveninin başlangıcı ise 2005 yılında yayınlanan Looking for Alaska’ya dayanıyor. İşte bu roman da sonunda Hulu vasıtasıyla, bir mini dizi olarak ekranlara taşındı. Yazarın iki meşhur uyarlamasını seven biri olarak iyi eleştiriler alan Looking for Alaska’ya da şans vermemek olmazdı…
Miles (Charlie Plummer), hayatına anlam arayışındaki bir lise öğrencisidir. Aradığını bulabilmek için bir yatılı okula gider. Gruplaşmaların had safhada olduğu ve iki grubun birbirlerine bol bol eşek şakası yaptığı bu lisede Miles kısa süre içerisinde Albay (Denny Love), Takumi (Jay Lee) ve Alaska (Kristine Froseth) ile tanışarak gruplarının bir parçası olur. Fakat gizemli ve çekici bir kız görüntüsündeki Alaska ile olan tanışması farklı duyguları da beraberinde getirir…
Looking for Alaska, son dönemde sıkça izlediğimiz lise dizisi formülünden şaşmıyor. Çekingen, geek bir erkek ve ona nazaran çok daha sosyal, hayat dolu ama bir o kadar da gizemli, bi takım problemleri bulunan güzel bir kız… Fakat kendime yakın gördüğümden olsa gerek her seferinde bu konu ilgimi çekmeyi başarıyor. Bu tür yapımların bir diğer kilişesi de iyi ve kötü tarafların netliği. Looking for Alaska’da ise bu durum biraz daha farklı. İki taraf da kötü ve masum, suçsuz olarak görebileceğimiz bir taraf yok. Fakat bir süre sonra kötü olduklarını, yanlış şeyler yaptıklarını bilsek de bizim çeteyle bir bağ kurabiliyoruz…
Dizinin başrollerinde Charlie Plummer, Kristine Froseth ve Denny Love gayet iyiler. Özellikle Kristine Froseth’in adını ilerleyen dönemde daha sık duymamız muhtemel. Veep’teki rolüyle ün kazanan Timothy Simons ise bu dizide müdür rolüyle karşımıza çıkıyor. Son bölümlerde etkinliği artsa da kendisi için bu rol biraz hafif kalmış gibi. Ron Cephas Jones da bilge hoca Hyde rolüyle diziye renk katmış…
John Green’in diğer uyarlamalarında olduğu gibi çok hoş replikleri bulunan Looking for Alaska son dönemdeki dizilerle benzer yolu izlemesinin handikapını yaşıyor. Belki 3-4 yıl önce çıkmış olsaydı etkileyiciliği çok daha yüksek olabilirdi ama bu haliyle de fena değil. Keşke son dönemeçteki seçimleri daha farklı olsaydı… En azından sekiz bölümlük bir mini dizi olarak tasarlanması ve devamının gelmeyecek olması tam isabet bir karar. John Green yapımlarını seviyorsanız ya da gençlik dizilerine meraklıysanız şans vermek isteyebilirsiniz…