Kariyerinin büyük çoğunluğunu ucuz komedilerde harcayan Adam Sandler, 2019 yapımı Uncut Gems ile aslında ne kadar yetenekli bir oyuncu olduğunu hatırlatmıştı. Bu filmle gördüğü ilgi Sandler’ın da hoşuna gitmiş olacak ki ünlü komedyen, yapımcılığını LeBron James’in de aralarında bulunduğu isimlerle birlikte üstlendiği ciddi bir işle bir kez daha karşımızda. İlk filmi “We the Animals” ile eleştirel sevgi kazanan Jeremiah Zagar’ın ikinci uzun metrajı olan Hustle, 2022’nin şu ana kadarki en çarpıcı Netflix orijinal yapımları arasındaki yerini aldı…

Stanley Sugerman (Adam Sandler), NBA’in Philadelphia 76ers takımının emektar scout görevlisidir. Dünyanın dört bir yanından yeni yetenekleri takıma kazandırmaya çalışan Stanley, bu yolda ailesini bile ikinci plana atmak durumunda kalmıştır. Bu yorucu yaşamdan usanan Stanley, artık kariyerine yardımcı koç olarak devam etme niyetindedir ve arasının çok iyi olduğu takım patronu Rex (Robert Duvall) için de bu durum uygundur. Ne var ki takımdaki ani değişimle Rex’in yerini Stanley’nin yıldızının barışmayacağı oğlu Vince (Ben Foster) alır ve Stanley’ye yine keşif yolları gözükür. Bu esnada Stanley’nin İspanya’nın bir kenar mahallesinde keşfettiği Bo Cruz (Juancho Hernangomez), Stanley’nin işine yeniden heyecan duymasını sağlar. Fakat çeşitli suçlara karışmış Bo Cruz’un NBA takımlarınca kabulü pek mümkün gözükmemektedir…

Doğruyu söylemek gerekirse izlemeden önce Hustle’ın klasik takım sporu filmlerinden biri olduğunu tahmin ediyordum. Klişelerin dışına çıkmanın çok zor olduğu bu türün yeni örnekleri için pek heyecan duyduğumu söyleyemem. Fakat Hustle, konu anlamında beklediğimden daha farklı bir film çıktı. Basketbola takım sporu olarak değil bireysel yaklaşımıyla biraz da spor filmlerinin en iyi örneklerinin çıktığı boks filmlerini anımsattı. Tabii her ne kadar bireysel başarı önemli olsa da iyi bir basketbolcunun aynı zamanda iyi bir takım oyuncusu olma gerekliliği Hustle’ı daha özgün bir noktaya yerleştiriyor…

Hustle’ın en çekici noktalarından biri şüphesiz NBA ile fazlaca iç içe bir yapım oluşu. Şahsen NBA’i çok kısıtlı düzeyde takip eden biri olmama rağmen filmin NBA ile sıkı bağlantılı oluşundan keyif aldım. Fakat sıkı NBA takipçilerinin filmden çok daha fazla keyif alacağını tahmin etmek güç değil. Filmde pek çok NBA yıldızının kendilerini oynadığını, LeBron James’in yapımcılar arasında olduğunu, Adam Sandler’ın da sıkı bir NBA hayranı olduğunu hatırlatmak bu noktada faydalı olacaktır…

Filmin ilgimi çekmesindeki temel faktörlerden biri Adam Sandler’ın Uncut Gems sonrası bir kez daha ciddi bir rolde nasıl bir iş çıkardığını görmekti ki sonuç yine harika oldu… Sandler, ciddi rollerde gerçekten eforsuzca başarılı bir aktör. Komedilerden iyi para kazandığı açık fakat kariyerini artık yavaş yavaş bu yeni yöne kaydırması hem kendisi için hem de tüm sinema dünyası için çok daha yararlı olacaktır… Filmde ona eşlik eden Juancho Hernangomez’in gerçek bir NBA oyuncusu olduğuna ise bir hayli şaşırdım. Basketbol kariyeri sonrasında Hollywood’da varlık sürdürebilir seviyede olgun bir performans sergilemiş…

Hustle, son dönemde yapılmış en başarılı spor filmlerinden biri. Evet, kötülerinin çok kötü oluşu önemli bir olumsuzluk. Türü gereği yer yer kaçınılmaz şekilde klişelere de düşüyor. Yine de bunlar filmi sevmeyi ya da filmin verdiği pozitif mesajların önünde engel değil. Bir bütün olarak özgün hissettirmeyi başarmasına da… Özellikle NBA’e ilgi duyuyorsanız, NBA yıldızlarının nasıl yollardan geçmiş olabileceklerinin bir örneğini izlemek cazip geliyorsa şans vermenizi öneririm…

Hustle

7.5

Puan

7.5/10