Pandemi döneminde ertelenme haberleriyle sık sık gündeme gelen filmlerden biri de Disney’in Shawn Levy yönetmenliğindeki aksiyon komedisi “Free Guy” idi. Doğrusu ucuz bir gişe filmi olduğunu düşündüğüm filmle ilgili haberler uzun süre umrumda olmadı. Fakat filmin gösterime girdikten sonra aldığı “The Truman Show” benzetmeleri filmin hızlıca radarımda yer bulmasını sağladı. Hem Amerika’da hem de Türkiye dahil dünya genelinde film, geçtiğimiz yazın en çok gişe yapan filmlerinden oldu…
Guy (Ryan Reynolds), “Free City” adlı bir online oyundaki arkaplan karakterlerden biridir. Her gün aynı şeyleri yapan Guy, bir banka görevlisidir ve her gün defalarca bankasının soyulduğuna şahitlik eder… Öte yandan Millie (Jodie Comer) gerçek dünyada bir yazılım geliştiricidir ve Free City’de kendi kodunun Antwan (Taika Waititi) tarafından çalındığını düşünmektedir. Bunu kanıtlamak için de sürekli oyunu oynayıp kendi koduna dair kanıtlar bulmaya çalışmaktadır. Millie’nin oyundaki karakterinin Guy ile karşılaşması sonucunda Guy, bir arkaplan karakteri olduğunu fark eder ve arkaplan karakteri olarak kalmayı reddeder…
Sanal gerçekliğin hayatımıza girmeye hiç olmadığı kadar yaklaştığı bugünlerde Free Guy, oldukça ilgi çekici bir hikaye üzerine kurgulanmış bir film. Bir yandan “sana uygun biçilen rutin hayatı yaşamak zorunda değilsin, hayatını değiştirmek senin elinde” mesajı vurgulanırken diğer yandan seyir zevki yüksek bir aksiyon komedisi sağlanmaya çalışılmış. Bunda da hiç fena iş çıkarılmadığı söylenebilir. Biraz karmaşık başlayan ilk kısmın ardından, filme adapte olduktan sonra büyük ölçüde keyifle izlediğimi söyleyebilirim. Özellikle ünlü isimlerden sürpriz cameolar epey eğlenceliydi, keşke daha fazlasını da görebilseydik…
Free Guy, komedi ve eğlence yönünü ön plana çıkarmaya çalışmış bir yapım. Bunu yapmasında hiçbir sakınca olmasa da hikayenin bazı detaylarını fazla oldu bittiye getirmeleri filmin değerini zedelemiş. Filmdeki bazı kısımlar hiçbir şekilde mantığa oturmuyor ve onları “peki öyle olmuş olsun” diyerek kabul etmeniz gerekiyor…
Filmin başrolündeki Ryan Reynolds, bu karakter için son derece doğru bir seçim olmuş. Doğal sempatikliği karakterle çok iyi uyum sağlamış. Bu durum filmin komedi tarafının işlemesine ciddi katkı sunmuş… Henüz geçen haftaki The Last Duel yazımda taze övdüğüm Jodie Comer, burada da filmin benim için en büyük artılarından birini oluşturdu. Günümüzdeki izlemesi en çok keyif veren oyuncular arasında adını anmamız gerektiğine işaret bir performanstı… Daha çok yönetmen ve senarist kimliğiyle tanıyıp sevdiğimiz Taika Waititi ise kötü oyunculuk performansıyla filmin eksilerinden olmuş. Abartılı, klişe kötü karakter yerine daha oturaklı bir kötü karakter görmeyi tercih ederdim…
Neticede Free Guy, çok yüksek potansiyel vaat eden konusunu yeterince iyi kullanamayan, ortalamanın üstü olmakla yetinmeyi tercih etmiş bir film olmuş. Yakın dönemde benzer konuları işleyen Ready Player One‘ın hemen her yönden gerisinde kalsa da genel olarak eğlenceli bulduğumu ve bazı yaratıcı fikirliklerini takdir ettiğimi söylemeliyim. Eğer siz de bu tip konulara ilgi duyanlardansanız beklentilerinizi çok yükseltmeden şans vermenizi öneririm…