Dünyanın en kendine has ülke sineması olan Hint sineması nam-ı diğer Bollywood’un seveni de sevmeyeni de çok. Ben de süreleri aşırı uzun ve Hintliler tarafından pek çoğu abartılan filmlere karşı çok olumlu bakamıyorum ama bu konudaki istisnalarım da çok sayıda. Bunların başında da Bollywood’un en ünlü temsilcisi Aamir Khan’ın filmleri geliyor. Aslında öne çıkan mesleği oyunculuk olsa da yer aldığı film seçimleri, yönetmenlik ve yapımcılık yönlerini de katınca oyuncunun filmleri arasında kendine has özellikler yakalamak mümkün oluyor. Pek çok filmi tüm dünya çapında ses getiren Aamir Khan’ın en son filmi ise 2016’nın son günlerinde gösterime girip Hindistan’da tüm zamanların gişe rekorunu kıran Dangal oldu. Bu arada aslında 2016 yapımı olsa da 2017’yi sadece 10 günle kaçıran ve ülkemizde henüz vizyona girmesine 1 aydan fazla bir süre olan filmi 2017 filmleri arasına dahil etmekte bir sakınca görmedim…

Konusunu gerçek olaylardan alan Dangal, eski güreşçi Mahavir Singh Phogat’ın iki kızını güreşçi olarak yetiştirmesini ve dünya çapında bir güreşçiye dönüştürmesini anlatıyor. Mahavir Singh Phogat aslında güreşçi yetiştirmek için erkek çocuk sahibi olmak ister, ancak ikinci çocuktan sonra pes ederek kızlarını güreşçi olarak yetiştirmeye karar verir. Aamir Khan, bazı filmlerinde milliyetçiliği ön plana koyan bir isim. Bu filmde de doğrusu milliyetçiliğin ön planda olduğu bir film bekliyordum ama tam tersine milliyetçilikten ziyade baba-kız ilişkisine dayalı bir film buldum karşımda. Tabii kadın güreşçilerden bahseden bir filmin kadının toplumdaki yeri üzerine saptamalarda bulması kaçınılmaz…

Hint filmlerinin çoğundan alışkın olduğumuz üzere Dangal, 2 saat 41 dakika gibi oldukça uzun bir süreye sahip. Film bana süresinin uzunluğunu hissettirmedi belki ama ikinci yarısına göre oldukça vasat olan ilk yarısının daha kısa tutulması filmin hanesine artı puan olarak yazılabilirdi. Olabildiğince klişe, beklendik bir şekilde başlayan bir film benim için hayal kırıklığına doğru emin adımlarla ilerliyordu. Fakat babanın ve çocuklarının bir noktada yollarının ayrılmaya başlamasıyla birlikte film bambaşka bir yere geldi. Hem çocuklarının kendisinden uzaklaşmasını hazmetmeye çalışan bir babanın hikayesini izlemek güzeldi, hem de büyük kız Geeta’nın profesyonel müsabakaların içerisine girmeye başlaması filmin seyir zevkini yükseltti.

Dangal’ın en büyük artılarından biri güreş sahnelerinin başarılı şekilde çekilmesiydi. Güreş ile yakından ilgilenmeyen biri olarak güreş müsabakalarından büyük keyif aldım. Aamir Khan’ın performansı da yer yer fazla kasıntı dursa da fena değildi. Kendisinin gerçekten yer aldığı filmleri daha cazip hale getiren, tarif etmesi zor bir yanı var. Filmin müzikleri klasik Bollywood filmlerinden alıştığımız gibi çok fazla yer kaplıyor. Fakat şarkılar filmle anlamca bütünleşik ve özellikle filmin adını taşıyan “Dangal” şarkısı hiç fena değil.  Filmin en büyük eksilerinden biri ise Geeta’nın antrenörünün inanılmaz tek yön bir karakter olması olmuş. Karakter hiç değilse birazcık gri olabilseymiş filmi daha inandırıcı bulabilirdik.

Dangal, Aamir Khan’ı ve Hint filmlerini sevenleri rahatlıkla memnun edebilecek bir yapım. Evet belki ilk yarısı işleyiş yönüyle klişe, film olduğunu fazlasıyla hissettiren bir film görünümünde ama özellikle seyir zevki oldukça yüksek olan ikinci yarısında izlemeye değer sunduğu pek çok şey de var. Eğer Hint filmlerinden tamamen nefret edenlerden değilseniz şans vermenizi önerebilirim…

Dangal

8

Puan

8.0/10

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.