Ocean’s Eleven serisi, Eric Brockovich gibi ünlü filmlere imzasını atmış olsa da Steven Soderberg’ün işlerini takip ettiğim yönetmenlerden bir tanesi olduğunu söyleyemem. Fakat başta Meryl Streep ve taze Oscarlı Gary Oldman olmak üzere bol yıldızlı kadrosuyla The Laundromat’ı yılın ilgi çekici olmaya aday işlerinden biri olarak görüp, takip listeme almıştım. Her ne kadar aldığı vasat yorumlar beklentilerimi düşürse de Meryl Streep’in Oscar ihtimalleri hakkında fikir sahibi olmak adına filmi izlemek istedim ve çok düşük beklentimin de altında bir iş çıktı karşıma…
2015 yapımı The Big Short ile Adam McKay, sinema dünyasına kendine has yeni bir tarz kazandırdı. Yüksek tempolu kurgulanmış bir belgeseli andıran bu tarzı pek hoş karşıladığımı söyleyemem. Bana göre öğreticiliği misyon edinen bu tarz yapımların belgesel türünde anılması daha doğru. The Laundromat’ta da Steven Soderberg, Adam McKay’in izinden gitmiş ve seçtiği konu itibariyle de The Big Short’u ciddi anlamda hatırlatan bir işe imza atmış…
2016 yılında gündemi epey meşgul eden Panama belgeleriyle birlikte dünya üzerindeki pek çok zenginin servetlerini genişletmek için offshore şirketleri nasıl kullandıkları açığa çıkmıştı. The Laundromat da bu offshore şirketleriyle zenginleşenlere dikkat çekmeyi amaçlamış ilginç bir deneme… Olaylara eşini kaybeden ve onun hayat sigortasını almak isteyip de alamayan, karşısında düzgün bir muhatap bulamayan Ellen Martin’in (Meryl Streep) gözünden bakmaya başlıyoruz. Fakat bölümler halindeki film, dağılarak savruluyor ve sanki birbirinden çok alakasız dizi bölümleri izliyormuşuzcasına bir havaya bürünüyor. Gary Oldman ve Antonio Banderas’ın çıkıp öğreticiliğe kalkışmaları da işleri iyice tuhaflaştırıyor…
Filmi izleme sebebim olan Meryl Streep’in performansı yine çok iyiydi. Bu kadar kötü bir filmde bile inandırıcı kalabilen bir karakter yaratmayı başarmış. Fakat bence artık saymakta zorlandığımız Oscar adaylıklarına bir yenisini eklemesini gerektirecek kadar da güçlü değil… Gary Oldman ve Antonio Banderas ise kelimenin tam anlamıyla korkunçtular. Özellikle Gary Oldman tanınmayacak hale gelerek inanılmaz abartılı bir performans sunmuş. Bence hak ettiği ödül Razzie. Melissa Rauch, Sharon Stone, David Schwimmer, Jeffrey Wright, Matthias Schoenaerts, Will Forte gibi isimlerin filmdeki rolleri ise çok çok küçük…
Her filmin olduğu gibi bu filmin de illa seveni çıkacaktır. Konuya ilgi duyan, The Big Short tarzını sevenler filmi belki sevebilirler. Ancak The Laundromat, bana göre net şekilde yılın en kötü filmlerinden bir tanesiydi…
Yorum Yazın