Bu yıl eleştirmenlerin dikkate almadığı ama izleyici gözünde favori olan filmlerinden biri The Age of Adaline oldu. Benim de film konusuyla ilgimi çekmeyi başardı ve bir şans vermek istedim…
The Age of Adaline, geçirdiği pek talihli bir kaza sonucu ölümsüzleşen bir kadının hikayesini konu alıyor. Belgeselvari bir şekilde başlayan film, bu uçuk hikayeyi inandırıcı kılmak için elinden geleni yapıyor. Fakat olayın basit bir aşk hikayesine çevrilmesi ise hayal kırıklığı yaratıyor ve filmin özgünlüğüne gölge düşürüyor. Keşke böyle bir konu bir aşk hikayesine indirgenmeyip daha iyi bir şekilde işlenebilseymiş. Bu arada filmin içinden bir ara bu yılın bir başka filmi olan 45 Years çıktığını da belirtmeden geçemeyeceğim.
Olumsuz yönlerine ve yer yer çok beklendik şekilde ilerlemesine rağmen The Age of Adaline içinde konusuna bağlı olarak pek çok ilgi çekici şey de barındırıyor tabii. Örneğin Adaline’in kendinden çok daha yaşlı gözüken kızıyla olan sahneleri filmin en ilgi çekici anlarını oluşturdu benim açımdan. Genel olarak akıcı olan filmin seyir zevki açısından iyi sayılabileceğini söylemek mümkün.
Gossip Girl ile kendi hayran kitlesini oluşturan Blake Lively bu filmle birlikte ilk kez izlediğim bir oyuncu. Doğrusu kendisi bu filmde yaşının epey üzerinde gözükmüş, fakat karakterin de olgun olması gerektiği düşünülürse bu durum The Age of Adaline için avantaja dönüşmüş. Filmde farklı imajıyla tanımakta zorlandığım Harrison Ford ve başrole yakışmadığını, yetersiz kaldığını düşündüğüm Michiel Hulsman da yer alıyor.
Özetle Age of Adaline güzel bir konuyu farklı bir şekilde işlemeye çalışan ama bunu yaparken yer yer klişe durumuna düşen bir film. Eğer benim gibi konu sizin de ilginizi çekiyorsa şans verebilirsiniz, lakin yüksek beklentilere girmemenizde fayda var.
The Age of Adaline
Yorum Yazın