Az ama öz işler üreten yönetmen Derek Cianfrance’ın yıllardır yolunu gözlediğimiz işlerinden bir tanesi “Metalhead” adlı projeydi. Projenin görücüye çıkmadan rafa kalkmasının ardından, yönetmenle The Place Beyond the Pines filminde birlikte çalışan senarist Darius Marder, projeyi en baştan ele alıp kendi yönetmek istediğini belirterek enteresan bir kariyer başlangıcına imza attı. İlk olarak 2019’daki Toronto Film Festivalinde gösterime giren ve orada Riz Ahmed’in performansıyla dikkatleri çeken film, nihayet birkaç gün önce Amazon Prime Video’da tüm dünyayla buluştu…

Ruben (Riz Ahmed), bir metal grubunda solist kız arkadaşı Lou (Olivia Cooke) ile birlikte çalışan bir bateristtir. Daha önce çeşitli bağımlılık sorunlarıyla mücadele etse de Lou ile birlikte karavanda yaşayıp, mutlu ve pek gürültülü bir hayat sahibidirler. Ruben, işitme duygusunu kaybetmeye başlamasıyla birlikte bateristliği bırakmak durumunda kalıp işitme engellilerin olduğu bir rehabilitasyon merkezinde son derece sessiz bir hayata başlar…

Doğrusu hakkındaki ilk haberler çıktığından beri Sound of Metal’i Whiplash tarzı müzik dolu bir baterist hikayesi sanıyordum. Bu türde Whiplash gibi muhteşem bir örneği izlememizin üzerinden çok fazla zaman geçmemesi nedeniyle onunla kıyasa girecek ve çaresizce bu kıyaslamayı kaybedecek bir film olacağını tahmin ediyordum. Fakat ciddi anlamda yanılmışım. Sound of Metal, içerisindeki müzik yoğunluğu çok az olan bir karakter analizi filmi…

Filmde belki pek müzik yok ama filmin her anında sesin önemi aşırı yüksek. Karakterin işitme duyusunu kaybetmesi, muhteşem bir ses miksajıyla yönetilmiş ve karakterin yaşadıkları izleyiciye çok iyi aktarılmış. Daha önce de duyu kayıplarıyla ilgili işler izledik ama bu filmdeki gibi etkin bir kullanıma yaklaşanı dahi gördüğümü, işittiğimi hatırlamıyorum. Bununla birlikte filmde, sadece karakterin işitme kaybını da değil iki farklı yaşam tarzının çatışmasını, yepyeni bir hayat tarzıyla tanışan bir adamı izliyoruz…

Nightcrawler ile kendini tanıtan, ardından The Night Of ile iyi bir oyuncu olduğundan emin olduğumuz Riz Ahmed burada filmin taşıyıcısı olarak karşımızda. Filmin hemen her anında o var ve abartıdan çok uzak bir şekilde karakterin duygularını çok iyi yansıtmayı başarıyor. Şüphesiz yılın en iyi performanslarından bir tanesi. Fakat Akademi’nin bayıldığı türden gösterişli performanslardan olmadığını ve bu nedenle şu aşamada Oscar adaylığını kesin göremediğimi belirtmem lazım…

Yer aldığı her işte hayranlığımı kazanan Olivia Cooke, bu filmde de çok iyi bir performans ortaya koymuş. Fakat karakterinin kaş boyasının gereksiz şekilde, çok dikkat dağıtıcı olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim… Filmde Joe rolündeki Paul Raci’nin performansıyla çok etkilediği bir sahnesi var, eğer film ödül mevsiminde beklenti üzerine çıkarsa bazı yerlerden ona da bir şeyler çıkabilir. Eğitmen Diane rolündeki Lauren Ridloff’un da az sayıdaki sahnelerinde yaydığı pozitif enerjiye bayıldım…

Sound of Metal, benim beklediğimden çok daha fazla sevdiğim bir iş oldu. Her şeyden önce son derece özgün bir film ve uzun vadede akılda kalıcı olacağına şüphem yok. Temposu sizin temponuz olmasa bile bitirdiğinizde geriye iz bırakacak, bittikten sonra değeri gittikçe yükselecek bir film. Yılın kaçırmamanız gerekenlerinden, şu ana kadarki en iyilerinden biri…

Sound of Metal

8

Puan

8.0/10

2 Yorum

  1. The Father (2020) - izleryazar

    […] Yaşattığı sinema deneyimi açısından filmi, biraz bu yılın bir diğer Oscar adayı Sound of Metal‘a benzettim. Orada karşımızda işitme duyusunu kaybetmeyi çok başarıyla anlatan bir […]