Sinema tarihindeki en özel kişilerden biri olan Woody Allen aynı zamanda en üretken yönetmen ve senaristlerden biri. Yıllardır bıkmadan usanmadan her yıla yeni bir proje üreten Allen, son yıllarda bir yıl iyi film bir yıl kötü film yapmasıyla da ünlendi. Son olarak geçen yıl Blue Jasmine ile yeniden kayda değer bir başarı elde eden Woody Allen için bu yıl yeniden kötü film yapma senesi gelmişti. Fakat Magic in the Moonlight çok sevdiğim iki oyuncu Emma Stone ve Colin Firth’ü buluşturunca bir de oldukça renkli gözüken fragmanı eklenince kötü eleştirilere de aldanmadan filmi merakla beklemeye başladım ve izlemeye başlarken de iyi bir film izleyeceğime inancım tamdı. Ne yazık ki bir iyi bir kötü film tezi yine doğru bir şekilde işlemiş. Beklentileri karşılamaktan uzak bir film Magic in the Moonlight…
1928 yılında geçen hikayede Woody Allen sanki bugünün teknolojileriyle o dönemki filmlerin havasında bir film çekmeye çalışmış ve bunda da gayet başarılı olmuş. Filmin daha ilk sahnesinden itibaren siyah-beyaz filmler döneminde çekilmiş filmlerin tadını almak mümkün.
Magic in the Moonlight’ın aslında son dönemde pek rastlamadığımız hoş bir konusu var. Sihir işleriyle uğraşan fakat bununla birlikte son derece realistik bir adam olan Stanley, Sophie adlı psişik güçleri olan bir kadınla tanışır. Her ne kadar başta Sophie’yi sahtekar olarak görse de zamanla bu düşüncesinde tereddüt etmeye başlar…
Her ne kadar konu ilgi çekici gözükse de Magic in the Moonlight’ın işlenişinde ciddi sıkıntılar var. Hemen her Woody Allen filminde olduğu gibi bu filmde de diyaloglar filmin temelini oluşturuyor. Fakat gel gelelim bu diyaloglar yeterince ilgi çekici değil ve zaman zaman filmden kopmamıza neden oluyor. Ayrıca filmin en başında da etkileyici bir giriş yapılamamış olması devamında da izleyicinin filme bağlanmasını zorlaştırıyor.
Filmdeki en iyi şey kesinlikle Emma Stone idi. Bu yıl Birdman ile Oscar adayı olmasını beklediğimiz genç yıldızın filmdeki performansına bayıldım. Yer aldığı her sahne filmin değerini arttırdı gözümde. Sanırım kendisine tek bayılan ben olmamışım ki Woody Allen 2015’te de Emma Stone ile bir filmde çalışacak…
Oscar’ını kazandıktan sonra bir türlü doğru projede yer alamayan Colin Firth filmdeki bir diğer başarılı performansa imzasını atmış. Umarım gelecek yıllarda yeniden iddialı projelerde görürüz kendisini.
Marcia Gay Harden, Jacki Weaver ve Hamish Linklater kadrodaki diğer dikkat çeken isimlerden olsalar da filmde ciddi bir katkı sunduklarını söylemek zor.
Genel olarak baktığımda Magic in the Moonlight’ın çok iyi bir proje olmadığını, ciddi sorunları olduğunu kabul etmekle birlikte filmi izlediğime de pişman olmadım. Çünkü Emma Stone’a olan hayranlığım bir nebze daha arttı ve tatlı bir gülümsemeyle bitirdim filmi. Siz de Emma Stone’a biraz daha hayran olmak istiyorsanız Magic in the Moonlight’ı izleyebilirsiniz, fakat beklentilerinizi yüksek tutmamanızda fayda var…
Yorum Yazın