Ünlü yönetmenlerin televizyona dizi hazırlamaları yeni bir şey olmasa da hızla artan yayın seçeneklerinin bu durumu arttırdığı bir gerçek. Pek çok yönetmen sinema süresine sığmayacak işlerini ekranlara taşıyorlar. Çoğunlukla da çok sezonlu diziler yerine tek sezonluk mini dizileri tercih ediyorlar. Fakat sinema ve televizyon çok farklı dinamiklere sahip, bu da her iyi yönetmenin televizyona iyi iş yapamayacağı sonucunu doğuruyor. Yakın zamandan örnek vermek gerekirse Whiplash, La La Land gibi muhteşem filmleriyle tanıdığımız Damien Chazelle, Netflix’e “The Eddy” adlı bir dizi yaptı ve kimselerin umrunda olmadı, açıkçası ben de ilk bölüm sonunda terk ettim… 2016’daki The Light Between Oceans‘tan bu yana sessizliğini koruyan Derek Cianfrance’nin HBO için hazırladığı mini-dizi “I Know This Much Is True” için de temkinliydim. Buna karşın hem pozitif eleştirilerin etkisi hem de yönetmenin bunca yılın ardından nasıl bir işe imza atacağının merakının etkisiyle altı bölümlük diziye bitirecek olma kararlılığıyla başladım… Ve evet Derek Cianfrance de sinemadaki başarısını televizyona tam anlamıyla yansıtamayan yönetmenler arasına eklendi…
Dominick (Mark Ruffalo) ve Thomas (Mark Ruffalo) orta yaşlarında ikiz kardeşlerdir. Thomas’ın akli dengesi yerinde değildir ve iki elinden birini inançları uğruna kesince hapse düşer. Thomas’ı kurtarma, onunla ilgilenme görevi ise hayatı boyunca olduğu gibi Dominick’e düşer. Öte yandan Dominick’in hayattaki tek sıkıntısı Thomas değildir, hayatı boyunca pek çok sıkıntı çeker ve bunların kök sebebinin kim olduğunu bile bilmediği babası olduğunu düşünür…
I Know This Much Is True, aslında yönetmen Derek Cianfrance’nin filmografisinden yabancı olmadığımız türden bir aile draması. Fakat yönetmenin dramayı izleyiciye aktarma konusunda sinema perdesinde çok bölümlü bir diziye oranla çok daha başarılı olduğunu söylemek mümkün. Bu durumda dizinin kitap uyarlaması olan senaryosunun çok savruk olması da büyük etken. Dizi, çok farklı zaman dilimleri arasında gelgit yapıyor ve karşımıza sürekli yeni karakterler çıkarıyor. Bununla birlikte dramatikliği arttırmak uğruna karakterlerimiz yoğun bir olay ağının içerisine düşürülmüş. Altı bölümün neredeyse tümünde karakterlerimizden birinin başına büyük bir dramatik olay geliyor. Evet, belki farklı zaman dilimleri olduğu düşünülürse belli bir inandırıcılık eksenine yerleştirilebilir. Fakat bu kadar konular arasında gezinen yapı, karakterlerin derinliklerine, olayların gerekli hissiyatı vermesinin önünde bir engel olarak karşımıza çıkıyor…
Dizinin en güçlü noktası şüphesiz oyunculuk performansları. Başrolde iki karakteri birden canlandıran Mark Ruffalo, harikalar yaratıyor. Öyle anlar geliyor ki iki karakterin de aynı oyuncu tarafından canlandırıldığını unutturuyor. Genelde yardımcı rollere layık görülen oyuncu, bu diziyle “yardımcı olacaksam da kendimin yardımcısı olmalıyım” diye haykırıyor adeta… Ona eşlik eden kadroda Melissa Leo, Kathryn Hahn, Archie Panjabi, Imogen Poots gibi tanıdık isimler olsa da hiçbirine çok büyük işler düşmüyor…
Altı bölümlük bir mini dizi olan I Know This Much Is True, bana göre potansiyele sahip bir konunun harika oyuncu kadrosuna rağmen tam olarak değerlendirilememesi olmuş. Ağır tempolu, sert dramalardan hoşlanıyorsanız şans vermek isteyebilirsiniz ancak bence beklentilerinizi düşük tutmamakta fayda var…