Amerika’nın çok kimlikli yapısındaki azınlıklara dair yapımları son yıllarda giderek daha fazla görmeye başladık. Bugüne dek pek karşımıza çıkmayan azınlıklardan biri ise müslümanlardı. Dizilerde ya da filmlerde müslümanları ne yazık ki genel olarak terörle bağlantılı karakterler olarak gördük. Bu gidişatı değiştiren iş ise Mısır kökenli bir Amerikalı komedyen olan Ramy Youssef’ten Hulu işbirliği ile geldi… Çoğu kişi gibi varlığından en iyi erkek oyuncu dalında kazandığı Altın Küre ödülü sayesinde haberdar olduğum Ramy’nin ilk sezonunu pek sevsem de sezon içerisine yetiştiremediğimden yazmamıştım. Yani bu yazı biraz da ilk iki sezon geneline dair yorum niteliğinde olacak…

Ramy (Ramy Youssef), tıpkı kendisini canlandıran aktör gibi Mısır kökenli Amerikalı bir genç. Anne, babası ve kız kardeşiyle yaşadığı dört kişilik müslüman bir çekirdek ailenin parçası. Her ne kadar kendisini daha çok Amerikalı görse de Mısırla olan bağı ve müslümanlık onun için son derece ilgi çekici. Dizide Ramy’nin iki çok farklı dünya arasındaki kendi yerini tespit etmeye, kendi yönünü bulmaya çalışmasını izliyoruz…

Ramy, tarz olarak Louis C.K.’in Louie’si ile benzerlikler gösteren bir dizi. Ramy Youssef de dizide kendisinin farklı bir versiyonunu oynuyor, fakat Louie’den farklı olarak kendisinin bu versiyonunda bir komedyen değil…

Dizi, hem ana karakteri Ramy’nin sempatikliği hem de konusunun ilgi çekiciliği sayesinde kendisini izlettirmekte sorun yaşamıyor. Her ne kadar dizi daha çok müslümanlara hitap ediyor gibi gözükse de aslında müslüman kültürünü Amerikalılara tanıtma gibi bir amaç taşıyor. Amerikalı eleştirmenlerin diziyi çok sevmelerinin ana sebebi de bu olsa gerek…

Dizinin ilk sezonunun sonunda Ramy, Mısır’a giderek kökenlerine daha yakından tanıklık etme fırsatı yakalamıştı. Burada kuzeniyle olan beklenmedik ilişkisi ise cevaplar bulmak için gittiği Mısır’dan yeni sorularla dönmesine sebep oldu. Bununla birlikte Ramy’nin Amerika’ya döndükten sonra Şeyh Malik (Mahershala Ali) ile tanışması ise onu islamiyete hiç olmadığı kadar yaklaştırdı…

İlk sezonda da din, dizideki en önemli unsurlardan bir tanesiydi. Fakat bu sezonla birlikte dizideki dinin etkisi iyice arttı. Karizmatik şeyh karakteriyle iki Oscar ödüllü Mahershala Ali’nin varlığı özellikle sezonun ilk bölümlerine çok ciddi katkı sunuyor. Şeyh Malik karakterinin yaşantısı gerçek islamın tanımı gibiydi ve gerçek müslümanlığın terörizm ile alakasının olmadığını göstermek açısından çok başarılıydı. Her ne kadar bu kısımlarıyla dizi müslümanlığa övgü niteliği taşıyor gibi gözükse de aslında dizi, dini tüm yönleriyle ele almaya çalışıyor. Ramy’nin din üzerine düştüğü ikilemler ise çoğu zaman dizinin komedi unsurunu oluşturuyor ve farklı açılardan din üzerine düşündürüyor… Buna karşın dizideki her konunun dine bağlanması, her 3-5 replikten 1 tanesinin din ile ilgili olması ise fazlasıyla abartı hissettiriyor, dizinin doğallığına gölge düşürüyor…

Ramy’nin ilk sezonda beğendiğim özelliklerden bir tanesi yardımcı karakterlerine adadığı özel bölümlerdi. Hiam Abbass’ın canlandırdığı, evlendikten sonra kendi ideallerini bir kenara koyan anne karakterine adanan bölüm ve May Calamawy’nin canlandırdığı ailenin dinden, ailesinin geleneklerinden en uzak karakteri olan güzel kız kardeşe adanan bölümleri ilk sezonun en iyilerindendi. Bu bölümler sayesinde o karakterler de bizim için anlam ifade eden önemli karakterler haline geldiler. Fakat sorun şu ki ikinci sezonda bu olayın dozu epey aşılmış…

Bu sezonda da hem anne, hem kız kardeşe özel bölümler vardı. Fakat her ikisinin bölümleri de ilk sezonun gerisindeydi. Bunlara Amr Waked’ın oynadığı baba karakterine adanan bölüm ve Laith Nakli’nin oynadığı Naseem Dayı’ya özel bölümler eklenince sezonun dört bölümü tamamen yan karakterlere ayrılmış oldu. Özellikle dizideki etkinliği epey az olan Nassem Dayı’ya ayrı bölüm ayrılmasını çok gereksiz buldum. Bu dört bölümde de ana karakterimiz olan Ramy çok az gözüküyor ve geri kalan bölümlerde de aslında bu yan karakterlerimiz pek gözükmüyor…

Öte yandan engelli karakter Steve (Steve Way) ile ilgili sahneleri de sevdiğimi söyleyemem. Onun ön planda olduğu yedinci bölüm sezonun izlemesi en zor, rahatsız edici bölümüydü. Keşke hiç olmasaydı… Neyse ki final bölümü epey başarılıydı ve dizi kendisini hatırlayıp hatırlattı…

Ramy’nin ilk sezonu gibi 2. sezonu da yaklaşık yarım saatlik 10 bölümden oluşuyor. Her ne kadar bazı olumsuz yanları, vasat bölümleri olsa da genel anlamda izlemeye değer bir dizi. Aldığı eleştiriler ve ödüllerdeki başarılarına bakılırsa Hulu’nun elindeki güçlü dizilerden biri olarak yoluna uzun yıllar devam etmeye aday. Siz de şans vermek isteyebilirsiniz…

Ramy 2. Sezon

7

Puan

7.0/10