Bu yılki Cannes Film Festivalinin en dikkat çekici filmlerinden bir tanesi İtalyan yönetmen Alice Rohrwacher’ın hem senaryosunu yazıp hem yönetmenliğini yaptığı Happy as Lazzaro ya da orijinal adıyla “Lazzaro Felice” oldu. Festivalden İran yapımı 3 Faces ile paylaştığı en iyi senaryo ödülüyle dönen ve İtalya’nın Oscar’da da ümidi olan film, konusuyla benim de ilgimi çekmeyi başarsa da ne yazık ki umduğumu pek bulamadım…

Yıllar öncesinin İtalya’sında bir köyde başlıyor hikayemiz. Köyde soylu bir aile hüküm sürerken köylüler ise adeta köle gibi çalıştırılıyorlar. Bunların içinde biri var ki o herkesten daha fazla çalışıyor ve bunun farkında bile değil. Ana karakterimiz Lazzaro’dan bahsediyorum. Saflığı ve iyiliğiyle Lazzaro’nun yer yer komik, yer yer hüzünlü, yer yer de fantastikleşen masalını izliyoruz filmde…

Her insanın başka insanlar tarafından kullanıldığını, iyi insanların ise daha çok kullanıldığını anlatmaya çalışan Happy as Lazzaro’nun bunu tam anlamıyla başarabildiğini söylemek zor. Hikayenin temel sorunu giriş kısmının çok yavan kalması. Lazzaro’ya bağ kurmaya başlayana kadar filmin neredeyse yarısı geçiyor. Daha sonrasında özellikle ikinci kısımla birlikte film giderek ilginçleşmeye başlıyor ve kendisini izletiyor. Fakat filmin senaryosu gerçekten Cannes’da en iyi senaryo kadar iyi miydi tartışılır. Bana göre karşımızdaki senaryo, yüksek potansiyeli olabilecek bir konunun vasat bir şekilde işlenmiş şekli sadece. İşin fantastiklik kısmı olayları ilgi çekici hale getirmiş şüphesiz ama yine de fantastikliği filmin gerçekçi genel görünümüyle çok bağdaştıramadım. Yine de bu olumsuzluklara rağmen Happy.as Lazzaro’nun akıllarda kalacak özgün bir iş olduğunu söylemek mümkün. Son olarak başroldeki Adriano Tardiolo’nun Lazzaro için iyi bir seçim olduğunu ve karakterin saflığını iyi yansıtmasının filme olumlu yansıdığını not düşmüş olayım…

Happy as Lazzaro

6

Puan

6.0/10

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.