Pandeminin yarattığı fırsattan yararlanarak bu yıl ilk kez katılma şansı yakaladığım film festivallerinden bir tanesi de onuncusu düzenlenen Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali oldu. Festival kapsamında izlediğim filmlerin ilki ise Sırp yönetmen Srdan Golubovic’in imzasını taşıyan ve ilk gösterimini yaptığı Berlin Film Festivalinden iki ödülle dönen Father (ya da orijinal adıyla Otac) oldu…

Filme ismiyle tezat oluşturacak şekilde bir annenin feryadıyla başlıyoruz. İki çocuğunu da yanına alan anne, eşini bir süre önce işten çıkaran ve alacaklarını ödemeyen fabrikanın önünde kendisini yakmaya karar veriyor… Sonraki sahnede ise film boyunca yolculuğunu izleyeceğimiz Nikola (Goran Bogdan) karşılıyor bizi. Devlet yetkililerince Nikola’nın çocuklarına bakamayacağı söylenerek çocuklara ele konuluyor. Bunun üzerine Nikola, yaşadığı küçük kasabadan yaya olarak yola çıkarak başkent Belgrad’a yürümeye ve itirazını bizzat bakana yapmaya karar veriyor…

Çok çarpıcı bir giriş yapan Father, sonrasında hızlıca sakinleşerek sistemin beğenmediği noktalarını acele etmeden, fazla agresifleşmeden eleştiriyor. Balkanlardaki işsizlik sorununa dikkat çeken film, bununla birlikte bürokrasinin insanların hayatlarında açabileceği yaraları vurguluyor. Kötü niyetli kişilerin yetki sahibi olduklarında doğabilecek sorunları dile getiriyor… Father, kuşkusuz bu konuları ele alan ne ilk film ne de son film. Buna karşın son bölümde değindiği konularla birlikte türünün pek çok örneğinden sıyrılarak kalıcı etki bırakıyor. Sosyal medyada siyasiler tarafından dönem dönem yapılan kahramanlıkların iç yüzünü göstermesi bir yana film boyunca silahını yetki sahiplerine doğrultan yönetmenin bu kez silahını ailenin komşuları aracılığıyla birlik olamayan halka döndürmesi oldukça etkileyiciydi…

Filmin başrolünde yer alan ünlü Boşnak oyuncu Goran Bogdan, güçlü performansıyla ağzından fazla kelime çıkmayan karakterinin hislerini iyi yansıtıyor. Yönetmenin karakter hakkında ilk etapta fazla bilgi vermeme tercihi de oyuncuyla birlikte çıktığımız yolculuğu daha sürükleyici kılıyor ve uzun yol boyunca karakteri tanımak için çaba göstermemiz gerekiyor. Bu noktada da başrol oyuncusuna çok iş düşüyor…

Anlayacağınız Father, benim pek çok yönden çok başarılı bulduğum ve sevdiğim bir film oldu. Pek çok önemli soruna birden değinmesi, üzerinde düşünecek çok fazla alan bırakmasının yanı sıra konu olarak çok müsait olmasına rağmen ajitasyondan uzak durmayı başarmasıyla da takdiri hak ediyor. Bu yıl şu ana dek izlediğim en iyi, en anlamlı filmlerden biri oldu. Sizlere de festival bitmeden yakalamanızı tavsiye ederim…

Father (Otac)

8

Puan

8.0/10