District 9 ile son yılların en başarılı ilk filmlerinden birine imza atan ve ilk filmiyle Oscar adaylığı almayı başaran Neill Blomkamp o filmden dört yıl sonra “Elysium” ile beklentileri verememişti. Doğrusu District 9’ı oldukça beğenmeme karşın Elysium hiç ilgimi çekmediğinden izlememiştim bile. Bu yıl üçüncü filmi “Chappie” ile Neill Blomkamp bizleri yeniden umutlandırdı ve hatta ben de filmi merakla beklediğim 2015 filmleri listeme de almıştım. Fakat Chappie eleştirmenlerden vasat yorumlar aldı, izleyiciden geçer sayılabilecek bir not alsa da benim filmle ilgili beklentilerim epey düştü. Yine de izleyerek kendi yorumumu katmak istedim.
Chappie, yakın gelecekte geçen ve tıpkı yönetmenin diğer filmleri gibi bir bilim-kurgu filmi. Robotların polis olarak kullanıldığı bir dünyamız var ve bu dünyada Dev Patel’ın canlandırdığı Deon Wilson karakteri en iyi robot geliştiricilerinden biri durumunda. Deon her ne kadar alanında çok başarılı olsa da daha fazlasını isteyerek duyguları olan, gelişmiş bir robot yapmak istiyor ve bunu başarıyor. “Chappie” adı verilen bebek robot, kendi kendine öğrenme niteliği olan oldukça gelişmiş ve çok sempatik bir robot…
Şahsen ben robot olan Chappie’yi çok sevdim. Düşüncesi güzel, belki ileride gerçekten gerçekleşebilecek de bir fikir. Tabii ilk kez bu filmde uygulanan veya çok orijinal olan bir fikir olmadığını da belirtmek gerek ama yine de özellikle Chappie’nin öğrenme evreleriyle ilgili kısımları çok sevdim, keyifli buldum.
Filmin olumsuz tarafına gelecek olursak… Neill Blomkamp olaya aksiyon katalım diyerek işin içine bolca kötü adam katmak istemiş ve bu kötü adamlarla ilgili sahnelerin dozunu ve dolayısıyla Chappie’nin tadını epey kaçırmış. Özellikle sonlara doğru artan gereksiz aksiyon karmaşıklığı filmin iyi yanlarını epey gölgelemiş.
Filmin başrolünü ben izlemeden önce Hugh Jackman sanıyordum ama filmin asıl başrolü Dev Patel imiş. Dev Patel her zamanki geek tiplemesine bu filmde de devam etmiş, evet yakışıyor ama oyunculuk anlamında ciddi bir şey sunduğunu söyleyemem. Sanki The Newsroom’daki Neal aynen Chappie’ye geçmiş gibiydi.
Filmle ilgili en büyük hayal kırıklığım Hugh Jackman idi. Filmi merak etme sebeplerimden biri kendisiydi ama ne yazık ki filmdeki en kötü şeylerden biriydi. Hiçbir sahnesi iyi olmadığı gibi itici karakteri filmden soğumaya neden oldu. Hugh Jackman gibi yetenekli olduğuna inandığım bir oyuncunun bu tarz bir filmde böyle bir rolü kabul etmemesi gerekirdi diye düşünüyorum. Hem X-Men serisinden cebini yeterince doldurmadı mı?
Özetle Chappie sevdiğim yönleri de olan sevmediğim yönleri de olan ve bir gişe filmi için (gerçi çok gişe de yapmadı) iyi sayılabilecek bir yapım, fakat District 9 gibi üst düzey bir bilim-kurgu da değil. Daha çok çerezlik, izlense de olur izlenmese de olur bir film. Ben Chappie’nin sempatikliğinin de etkisiyle puanımı yüksek tutacağım. Fakat Hugh Jackman’ın ve kötü adam çetesinin bu puanı daha aşağı indirmek için film boyunca çok çabaladığını da unutmayacağım.
Yorum Yazın